Mabetsiz şehir... Serdengeçti'ye bu cümleyi Başkent Ankara için kurmuştur.
Ankara cumhuriyet sonrasında hızla geliştiği ve nüfusu arttığı halde camii yapılmamış. Bilinen Maltepe camii 1959, Kocatepe camii 1987 yılında yapılmıştır. Ankara başkent olduktan sonra tekrar imar olunduğu halde camilere yerverirmemistir. Yılmaz Erdoğanın şiir aklıma geliyor hemen.
Ankara'ya öyle yakışırdı ki kar..
Asfaltlar ışıldar, buz tutardı resmi yalanlar...
Kimse keman çalmaz belki ama
Çok keman çalınsın balolarında
Diye yapılmış
Gri sisli binalar...
Alnının ortasında
Ciddi bir devlet asabiyeti.
Çok kötü günlermiş gibi en genç zamanlar,
Bu zulüm bu sevda bitmezmiş sevmek
Bir halkı sevmekse aşk o zaman sevmekmiş!
(Biz bir şeyi delicesine severiz
Ama tanrım neyi?)
Kitapta dikkatimi çeken Ankaramizin bir ilçesi olan Altındağ ile olan kısımdı. Altındağdaki fakirlikten ve devletin hiç bir şekilde sahip çıkmadığından bahsetmiş. Altındağda çocukluğum ve gençliğim çektiği için okurken daha bir dikkat kesimdim. 2005 yıllarına kadar gecekondu yapılıyordu, okullar birbirine çok uzaktı. Şimdi kalan gecekondularda suriyeliler kira ödeyerek yaşamaya çalışıyorlar. 2005 li yıllara kadar neden perişandı bu ilçe bilinmez.
Kitapta milli mücadele sonucu kazanılan zaferlerden sonra âdeta ihanete uğramış bir milletin sesisini duyurmaya çalışan bir şahsiyetin duygularını hissederek okuyorsunuz.. Tek parti zihniyetini, yaptıkları işkenceleri okuyorsunuz.
Kitapta Fevzi Çakmak paşanın ölümden sonra yaşananları okuduktan sonra, Mehmet Akif Ersoyun da aynı akıbete uğradığını hatırladım. Müslüman Türklerin alın yazısı olan mısralar aklıma geldi.
"Öz yurdundan garipsin, öz vatanında parya "
Baska bir konu.. Tek parti doneminde Türklüğün ve islamin yerini başka bir olgunun alması için çaba sarf edilmiş.. Ankarada iskitler, ulus semtleri vardır, istanbulda akad, etiler,ulus sonrasında sümer bank gibi isimler güncele kazandırılmıştır. Kitaptan ögrendigin.. Hacı Bayram Camiinin çevresini yine camiye bitişik olan roma katilisin ismi olan 'OGÜST Mabedi' adını koyarak 'Ogust meydani' yapmak istemişler.
Serdengectinin o günlerin Romanını yazmasını gönülden isterdim. Kitapdada bahsi geçtiği gibi hapis ve işkencelerden sonra ise hastalıklardan edebiyata gereği kadar vakit artıramamış olmamasıda üzücü.
Kitab için