İlk okuduğum Hasan Ali Toptaş kitabıydı. Çok övüldü ben de büyük bir merakla okudum. Sanırım yine yazarı tanımaya zor yoldan başladım : ) Kitabın konusu ilk başlarda tuhaf gelse de: Alaaddin’i aramak diyebiliriz. Ya da Alaaddin yolunda insanın kendini araması. Konu için alternatifler üretebilirim kitap zaten o bakımdan insanı kendisine bağlıyor. Benim dikkatimi ilk çeken muazzam bir Türkçe'ydi. Cümleler uzun (fazlaca) anlamlı, akarsuların akışını hatırlattı bana. Yazar cümleleri öyle kullanıyor, akıyor resmen. Bu kelime döngüsü karşısında ne yalan söyleyeyim şaşırdım ve kendime kızdım. Çok erteledim yazarı okumayı. Diğer kitaplarıyla devam edeceğim. ^^