Gürgen Öz'ün yeni piyasaya çıkınca hemen alıp okuduğum kitabıdır. Yazarın kitaplarını dört gözle takip ettiğimden değil tabi, zira ilk defa okudum. Kitap çok uzun olmadığı ve hikaye akışı güzel olduğu için 3 günde bitirdim. İçeriğine gelicek olursak ana karakterler psikiyatrist Erdem ve kapıcı Yakup. Yakup, Erdem'in babası ölmeden önce, onun evinde kapıcılık yapmaktaydı. Daha yeni boşanmış ve hayatında halen özgüvenini kazanamamış olan Erdem, temiz bir başlangıç yapmak için baba evinin giriş katında kendine bir ofis açmak ister. Daha eşyalarını bile düzenleyememişken, Yakup çat kapı içeri girerek bir anda anlatmaya başlar ve destek almak istediğini söyler. Pek de iyi bir başlangıç yapamayan ikili, daha sonra Yakup'un kişilik değiştirip tekrar geri gelmesiyle içinden çıkılmaz bir girdabın içine girer. Yakup kendisini ikinci kişiliği Adem sanmakta, ve içeri girerken kapıyı kitlediğinin de farkında değildir. Durumu anlayan Erdem kaçmak için Yakup'un üzerine atılsa da, çekilen silah karşısında çok seçeneği kalmamaktadır. Yakup Erdem'e babasının nasıl bir insan olduğunu, zamanında ne haltlar yediğini anlatmaya başladıkça Erdem'in yüreğinde babasının açtığı yaralar tekrar kanamaktadır. Bababsı tarafından sürekli yetersiz, başarısız hissettirilen bu çocuk duydukları ile bir iç muhasebeye gider ve babasının sürekli kafasında dolaşan iç sesinden kurtulmaya başlamaktadır. Sahi kimdir bu iç sesimiz olduğunu sandığımız, her an bize bir şeyler söyleyen ses? Kendi vicdanımız veya karakterimiz mi yoksa sürekli memnun etmeye çalıştığımız anne babalarımız mıdır? Kitapta Erdem'in bu içsel yolculuğuna dair uzun bir yol göreceksiniz.

Kötü Bir GünGürgen Öz · Destek Yayınları · 2021434 okunma

14 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

Salih Büyükkal