Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

367 syf.
10/10 puan verdi
Lacivert Taşı
Bilindiği üzere edebiyat ile tarih iç içedir. Bazı tarihi gerçeklikler, edebi metinler vesilesi ile yeniden yorumlanma imkanına kavuşur. Bunu da en açık şekilde, edebiyatımızın, dönemler halinde tasnif edilmiş olmasına bakarak görebiliriz. Dolayısıyla, yazarların, değişen dönemsel şartlara kendini uyarlayarak, içinde bulunulan dönemin sosyolojik, politik, ekonomik ve kültürel özelliklerini, meydana getirdikleri eserlere yansıtılabilmesi , edebiyatta mühim bir meseledir. Bu bağlamda en başarılı bulduğum yazarların başında Sevinç Çokum gelmektedir.Nezdimde, Sevinç Çokum, eserlerinde bizden biri olduğunu yoğun bir şekilde hissettirerek, gelenek ve göreneklerimizi, milli kimlik ve benliğimizi, dil, din ve vatan sevgisini, kısacası bizi biz yapan değerleri ustaca öne çıkaran nadir yazarlarımızdan biridir. Sosyopsikolojik veriler altında, hümanist bir bakış açısı ile yazılan bu eserde, uzun yıllardır birarada kardeşçe yaşamış, töre, adet, inanış ve yaşamsal faaliyetler açısından aynileşmiş olan Türk, Kürt, Ermeni, Arap ve Süryani tebaalarının ilişkilerine tanıklık ediyoruz. 1900 lü yılların ilk çeyreğinde başlayan romanımız, Siirt'in Tillo ilçesinde yaşayan, çerçilik yaparak geçimini sağlayan Hicret Bey, ailesi ve çevresi etrafında gelişen olayları konu alıyor. Kadını Telli Hanım ve ondan doğma evlatları Gurbet ve Turna ile birinci kadını Zühre'den doğma evlatları Devran, Tutku, Selvi, Alaca ve Sedef ile birlikte yaşayan Arap kökenli Hicret Bey'in bu geniş ailesine bir süre sonra kimsesiz Kürt çocuğu Yadigar da dahil olacaktır. Elbette ki anlatılanlar salt bir yaşam öyküsünden ibaret değil, birlik ve beraberlik unsurunun ana temayı oluşturduğu bu eserde, cephe gerisindeki sıkıntılardan, bilimin elzemliğine kadar birçok husus çarpıyor gözümüze. İnsan üzerinden, toplumsal ve evrensel sorunlara parmak basan yazarımız, dönemin yaşam koşullarını okuyucuya son derece başarılı dokunaklı ve akıcı tasvirler ile aktarmış.Tabii bu eserin bu denli akıcı ve köklü olmasının en büyük nedenlerinden biri de hiç kuşkusuz yazarın esere konu olan yaşanmışlıklara yakinen tanık olması... Zira Sevinç Çokum, Lacivert Taşı adlı bu kitabını, atalarının, dedelerinin ruhlarını yadetmek adına yazdığını ve onlara armağan ettiğini söylüyor. Evet ana kahramanımız Hicret Bey'in ve Telli Hanımın torunu Sevinç Çokum. Ancak, gerçek isimlerini kullanmadan, her karakterin yaşantısına uygun isimler vermeyi tercih etmiş. Mesela Hicret Bey. Asıl amacı ticaret gibi görünse de, daha ziyade içsel bir huzur adına kervanlarla yaptığı yolculuklardan dolayı bu isme uygun görülmüş. Ya da Yadigar; daha önce de bahsettiğim gibi aileye sonradan katılmış bir Kürt çocuğu, bir nevi Kürt ırkının Hicret'e emanetidir, yadigarıdır... Yordam Bey de ağabeyidir Hicret Bey'in. Medrese hocalığı yapan ancak akıl ve bilim çizgisinden hiç sapmadan, yol yordam bilen bir karakterdir. Alaca da kardeşidir Hicret Bey'in. Nakkaştır, sanatını ustalıkla alaca alaca işler eserlerine... Hicret Bey'in ailesinin dağılması, Osmanlı topraklarının dağılması iel eşzamanlıdır. Hicret Bey'in devesinin boynunda asılı olan ve aileyi koruduğuna inanılan tılsımlı taş, Yadigar'ın elinde yitip gittikten sonra başlamıştır zorlu günler. Savaşlar, yıkımlar, ölümler, isyanlar derken hem ailede hem de devlette bir felaketler silsilesi başgösterdi. Zaten yazarımız da "Taşı, ülkemizin bütünlüğünün bir sembolü olarak kullandım" diyor. Romanda karşımıza çıkan bir dil var ki o da Çerçi Türkçesi. Zamanında böyle bir dil kullanılmış olsa bile ne yazık ki günümüze örnekleri ulaşamamış. Yazarımız da, çerçilerin kervanyolu olan İpek Yolu 'nun oradan geçmesi münasebeti ile Kuzey Kıpçak Türkçesinin baz alarak, kendi oluşturmuş bu dili. Ayrıca eserde bolca kullanılan atasözleri de yine yazarın kendi yaratıcılığının ürünleri. "Ham yemişin ekşisinden eyleme pekmez ;dadına dat ver ki Alaca zamanda erken fıştırma. Kölgede bitse karınca, yaprağın döke terek. Bize paslı sandığın küfü ne gerek? Bakracın ocakta bırakma ki pekmezin bal olsun." Okuduğum tüm Sevinç Çokum eserlerinde karakterleri çok sevdim, kendime yakın hissettim, çünkü neredeyse hepsi bizden içimizden di. Amma velakin gelin görün ki, Sonsuz'un bendeki yeri her daim bambaşka." Tren Burdan Geçmiyor" kitabını okuyanlar, oradaki Sonsuz 'u ve Sonsuz' un ileri sürdüğü felsefi bir yaklaşım olan "Abukizm" i hatırlayacaklardır. Abukizm, sözlük anlamı "saçma" demek olan "abuk''kelimesinden geliyor ve bu akımı yazarımız şöyle açıklıyor:" Abukizm saçma ın ya da gerçeküstü ün, gerçeğe dönüşmesidir. İçerisinde birçok şeyi barındıran bir varlığın anlaşılması ve tanınması demektir. Bir çelişkiler zinciridir. Mesela cehaletle bilgeliğin, yetenekle yoksulluğun, saflıkla acımasızlığın..." O halde bu izahat ışığında, Lacivert Taşı'nın da Abukizm' den izler taşıdığını gönül rahatlığı ile söyleyebiliriz. Ayrıca, gerek statik, gerekse dinamik tasvirler ile gayet dozunda harmanlanmış olan bu eserde, iç monolog, bilinç akışı ve iç çözümleme teknikleri ile de karşılaşıyoruz. Tüm bu bilgiler etrafında söyleyebiliriz ki, Sevinç Çokum edebi anlayış, üslup ve dil olarak, geleneklere bağlı bir yazar, milli şuuru yansıtma anlamında ise eşsiz bir usta. Eğer yolunuz hâlâ bir Sevinç Çokum kitabı ile çakışmadıysa lütfen vakit kaybetmeyin. Milli motifleri ve insan psikolojisini, edep ve sanat çerçevesinde nasıl güzel işlediğini görüp, kendisine hayran kalacaksınız. Ah Anadolum, kimlere mesken olmadın ki sen? Her ne kadar üstü örtülmeye çalışılsa da, bu coğrafyada yaşanmış, hâlâ kanayan ve onulmaz yaralarımız var bizim. Ne diyordu büyük ozanımız Hasan Hüseyin: "Kanadık, toprak olduk Çekildik, bayrak olduk Döküldük, yaprak olduk Geldik bugüne Ekmeği bol eyledik Acıyı bal eyledik Sıratı yol eyledik Geldik bugüne. Hicret Bey ile aynı topraklarda yetişmiş İsmail Fakirullah Efendi'nin, kitapta da geçen alıntısı ile noktayı koyuyor, okuma zahmetinde bulunan herkese yürekten teşekkür ediyorum. "Anlarsa uzağım yakınımdır, anlamazsa yakınım uzağımdır"
Lacivert Taşı
Lacivert TaşıSevinç Çokum · Kapı Yayınları · 2019171 okunma
··
974 görüntüleme
Gönül. okurunun profil resmi
Yolum hala bir Sevinç Çokum kitabı ile çakışmadı. Birkaç kere göz göze geldik kitaplarıyla ama ertelemiştim. Bu incelemeden sonra en kısa sürede okumaya karar verdim. Şimdiden neler okuyacağımı kestirebiliyorum. Bilgiyle ve duyguyla ilmek ilmek islediğin bu güzel inceleme için eline sağlık. Yine bir yazar kazandırdın bize🌾🌷
Seda okurunun profil resmi
Rica ederim Hocam, sizden böyle sözler duymak çok mutlu ediyor beni. Bir ara baskısı olmadığı için bu kitabın temini çok zordu, sonra tekrar basıldı ama sınırlı sayıda ve sanırım yine tükendi. Pdf bulma şansınız olursa bu eseri ile başlayın lütfen yazara.
Bu yorum görüntülenemiyor
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.