---Kitabı okuyanlar ve okumak isteyenler için sakıncalı paylaşım---
Türkçenin kelimeleri ve kurallarının yerlerde süründüğü kitap. Yüklemi sonda bulunan tek bir cümle bile yok. Ha bire yüklem başta kullanılınca sanat mı olmuş oluyor? Bazı cümleleri, anlatmak istediklerini gerçekten anlamadım. İki üç kez okumam gerekti. Bir de ben '' Aşk'' denilen olgunun bu kadar basit yazılamayacağını,bu tarz kitaplar yüzünden de pazara düşüp ticari bir metaya dönüştüğünü düşünüyorum. Yazar kitapta ben acı çekiyorum, ölüyorum, bitiyorum diye resmen bağrınıyor. Belki ben bunca derdim içinde, başkasının ''aşk'' acısı derdine ortak olmak istemiyorum? İlk sıcak ayaz kitabını okumuştum, o günden bu güne kalemini hiç geliştiremedi, geliştiremediği gibi de kısır döngülere düşmeye başladı. Kendini tüketti. Bence artık birikim yapıp ondan sonra yazmaya devam eder ise kendisine ve okuyucularına iyilik eder. Birde ben terkedildikten sonra yataklara düşen evlerden çıkmayan erkek tiplemesinden pek hoşlanmıyorum. Sanki dünyanın en büyük derdi ''sevgili''ymiş gibi. 2 ay boyunca buna üzülüp, yataklardan çıkamayacağına, git araba ezmiş bir kedi için otur ağla daha mantıklı. Belkide böyle giden sevgililerin ardından gazeller düzülmesinden pek hoşlanmıyorum. Benim romantizmi algılama ve tanımlama şeklim daha farklı. Kitap benim için duygusallık değil buram buram acizlik kokuyor.
''sana gelecek oluyorum, deniz tutuyor'' yani nasıl bir söz bu ne çıkarmam lazım. Deniz kolundan bacaklarından tutup, sevgiliye gitmeye mi izin vermiyor. Sevgiliye varmak için deniz ulaşımı mı kullanmalı, vapur mu çarpıyor. Yani öyleyse köprüyü, marmarayı filan kullan ne diyeyim Acayip...
''Bir daha karşıma çıkma! ya ezip geçerim, ya güler geçerim...'' gibi komik komik beylik laflar var.
''Bir gün hayat ''kırdığı'' yerden soracak, ama bensiz yapıştıramayacaksın cevabı''
Bu lafı da anlamsız buldum, anlamadığım için de güldüm.
Mini hikayeler de var kitapta böyle gözünde canlandırmaya hayal kurmaya çalışıyorsun. Sonra bir gülme geliyor. Olmuyor yani canlandıramıyorsun.
Sonda kader isterse diye bir hikaye var bildiğin bayat yeşilçam senaryosu. Gerim gerim gerildim.
Gerçek kesitte izlediğimiz türden ibretlik bir hikaye.
Bu kitabı, yazarın diğer iki kitabını da okuduğum için, gelişim var mı yok mu gözlemlemek için okudum. Kendim kaşındım...