Sait Faik'in o sergüzeşt yanını ilk kitabında da rahatlıkla görüyoruz. Bu sefer acıklı bir öyküyle başlıyor. İsmi Semaver. Her sabah namazında kaynıyor ve içinize kadar iniyor sıcaklığı. Her hikayesinde değişik yaşantıları kaleme almayı seven Sait Faik yine o bildik ama bazen içinize mıh gibi oturan o sözleriyle devam ediyor. Sonra yine içiniz ısını veriyor Garson'da Birtakım İnsanlarda ne yapacağı nereden çıkacağı belli olmuyor Sait Faik'in. Ansızın sizi bir yerlere çekip götürüyor. Sizde gidiyorsunuz usul usul. Ama bir Orman Evine ama bir Otel'e ama bir Mahalle Kahvesine. Nereye götürse giderim diyorsunuz. O kadar samimi ve içten anlatıyor o gerçek yaşamları. Bu yüzden okumalıyız onun her kitabını. Kim bilir bizi daha nerelere götürecek. Saygılar, hürmetler bir kez daha kendisine..