Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

·
Puan vermedi
·
Beğendi
Anlatmak ve Anlaşılmak Üzerine;
Sevgili Okurlar; Bu incelemiyi kitabı daha bitirmemişken yazıyorum. Ama yazmamdaki amaç zaten kitap ile ilgili görüşlerimi belirtmek değil. Daha ziyade farkına varmış olduğum bir şey hakkında... İnsanların bir şeyler yazarken kendilerini ona gerçekten de ne kadar verdikleri ile ilgili. Kendilerini kitaba ve okurlara ne kadar sundukları ile ilgili. Anlaşılmak; Ah bu kimsenin beceremediği kavram... Bunu en iyi Franz Kafka'da anlarım ben. Bana göre Kafka yazdığı hiçbir şeyi çokça irdeleyerek yazmamıştır. Düşündüğü gibi yazmıştır ki bu kadar karmaşıktır. Kafasında kurduğu her şeyi bir bir okura sunmuştur. Kafka anlatmak istediği şeyler için savaş verir kelimeleriyle. Verdiği savaşı her eserinde görürüz. Ve bizi de dahil eder savaşına. Okurken düşünceden düşünceye dalarız. Bilinçaltımıza inilmiş yollar, dallanıp budaklanır Kafka'nın kelimeleriyle. Milena'ya Mektuplar'ı okurken Milena'ya mektup yazan kişinin Kafka değil de; Taşrada Düğün Hazırlıkları veya Ceza Sömürgesi kitabının baş karakterleri yazıyormuşçasına şaşırırım. Düşünceler, düşünceler ve düşünceler içinde boğar bizi. Milena'ya Mektuplar kitabının Kafka'nın kurgusu olduğu fikrine kapılırım yer yer. Anlatmak istediğim nokta bu Sevgili Okurlar; Kafka tüm anlatmak çabasını biriktirdiği kitaplarıyla aynı kişidir Milena'ya Mektuplar'ında da. İşte yazarlar kendilerini bu kadar sunmuştur bizlere. Ne varki Kafka hiçbir zaman anlaşılacağını da düşünmez. Bunu yazdığı çoğu eserini yakma girişiminden ve Milena'ya Mektuplar kitabının şu cümlesinden anlıyoruz; "Gördünüz mü, uykusuzluk beni nerelere götürdü? Eminim çok iyi anlatamadığım bir çok şeye, eminim." F. Kafka
Milena'ya Mektuplar
Milena'ya MektuplarFranz Kafka · Mavi Çatı Yayınları · 201854,7bin okunma
·
104 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.