Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

368 syf.
10/10 puan verdi
Denize adanmış bir ömrün, denize olan aşkın kitabı
Sadun Bora , Eşi Oda hanım ve Kedileri Miço "Kısmet " adını verdikleri yelkenli tekne ile Dünya Seyahatinin öyküsü bu kitap. Kitap içerisinde renkli, siyah beyaz fotoğraflarla gezilen yerlerdeki anekdotları gösterilirken, betimlemesi de bu yolla daha gerçekçi bir hale getirilmiş. O kadar dolu bir kitap ki neresinden anlatamaya başlayacağımı bilmiyorum . Okurken Dünya'da neler varmış derken birde fotoğraflarını görüyorsunuz. Üçyüz yaşındaki kaplumbağadan tutun , Boyumuza varan karınca yuvalarının tümseklerine, vahşi yerli kabilelerinden, korsanlarla ilgili yaşanan bir olaya kadar , diyorum ya dolu dolu bir kitap. Sadun Bora esprili bir kişilik, tam böyle ehli keyif bir adam, Eşi Oda hanımda onun bu çılgın halini sevmiş ki eşlik ediyor, kedileri miço da denizden çıkan balıkları mideye indiriyor:) Güzel samimi bir aile, kitabın ortalarına doğru Eşi oda hanımla harika bir fotoğraflarını kitap sayfasına eklemiş ve bir başlık atmış, o başlığa istinaden ağlamamak için kendimi zor tuttum. Okuyunca ne demek istediğimi anlarsanız. İşte kitap sadece, gezi , yelken maceraları, esprilerden ibaret değil, çok duygusal bir yanı da var. Düşününki koca okyanusta eşiniz ve kedinizde bir arada vurgun yemeden, alabora olmadan güneşin battığı yere ulaşmaya çalışıyorsunuz hatta bir süre sonra sadece kediniz ile bu serüvene devam ediyorsunuz:( Spoiler vermeden ve kitabı hatırlayıp daha da duygusallaşmadan, birazda deniz tutkusuna birazda Edebiyattaki yerine değineyim. Deniz tutkusu bir bedene nüfuz ederse , son nefesine kadar o bedeni mesken bilir. Diyor ya Cemal Süreya "Sevmek ne uzun kelime Derin deniz mavisi" İşte Edebiyatta bile derin yeri olan bir tutkudur deniz. Bakalım bir sürprizle belki bende bir Motoryat alırım kim bilir:) Tabi bu tutkumu anlattığım dertleştiğim
Turhan Yıldırım
Turhan Yıldırım
Abiye de ayrıca teşekkür ederim sıkılmadan her zaman İzmir'e , denize olan tutkumu dinlediği için. Sizlere keyifli okumalar dilerken, inceleme metnimi kitap içinden bir alıntı ile noktalıyorum. "Güvertede oturmuş yorgunluk kahvesini yudumlarken, sahil yolundan geçen vasıtaların farları, şehrin rengarenk ışıkları, karanlık gecelerden sonra insanın gözüne ne kadar tuhaf, ne kadar yabancı geliyor... Hele etrafı saran mis gibi tropik çiçeklerin kokusu... Daha garibi, teknenin hiç sallanmadan sakin suda duruşu... Bu durgunlukta insan güvertede yürürken sanki düşecekmiş gibi oluyor. Ve içimde sonsuz bir huzur... Tam on üç yıl evvel, bir gün bu sulara kendi kotramla geleceğime dair kendi kendime verdiğim söz, bugün hakikat oldu ! ..." s.47
Pupa Yelken
Pupa YelkenSadun Boro · Epona · 202060 okunma
··
189 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.