Gönderi

Ali sarıoğlu yorumladı.
1004 syf.
·
Puan vermedi
Şiir sevseniz de Tevfik Fikret'in şiirlerini anlamanız için iyi bir Osmanlı Türkçesi biliyor olmanız lazım. Hatta Osmanlı Türkçeniz iyi olsa dahi anlayamayacağınız çok şey var. Servet-i Fünûn edebiyatına dahil olan Tevfik Fikret, diğer arkadaşları gibi kendince tamlamalar uydurmuştur. Bundan dolayı bugün bu şiirlerin anlamları eksik kalıyor. Çok güzel şiirleri var fakat anlamakta zorluk çekiyorsunuz. Bir sürü sözlük kullanmama rağmen anlamlarını bulamadığım bir sürü kelime oldu. Şiirlerin güzel olduğu anlamını bilmeden de belli oluyor. Benim okuduğum kitabın yarısı orijinal Osmanlı Türkçesi yarısı da orijinal hâlinin okunuşu şeklindeydi. Günümüz Türkçesine çevirisi var mı bilmiyorum fakat ben alanımda bana katkı sağlaması açısından almıştım. Daha önce hiçbir yerde görmediğim şiirleri barındırması açısından iyi bir kitap. Osmanlı Türkçesine ayrı bir merakınız yoksa günümüz Türkçesine çevrilmiş hâli varsa onu okumanızı tavsiye ederim. Küçük bir alıntıyla bitiriyorum: Boğarken rûhumu zulmetle (karanlıkla) sermâ (kış) Bu leyl (gece) artık nehâr (gündüz) olsun, diyordum; Bahâr olsun, bahâr olsun, diyordum; Bahâr olmaz bugün bundan mutarrâ (parlak)... Niçin eksilmiyor hâlâ melâlim (üzüntüm), Niçin şâd (sevinçli, mutlu) olmuyor gönlüm, hayâlim?.. (s. 80)
Rübab-ı Şikeste
Rübab-ı ŞikesteTevfik Fikret · Çağrı Yayınları · 2004600 okunma
·
434 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.