Ningnan'da olduğu gibi Deyang'da da pek az köylü bir
gazetedeki en basit bir makaleyi okuyabilirdi. Çoğu kendi
adını bile yazamazdı. Komünistlerin ilk baştaki cahillikle savaş
hamleleri sürekli cadı avlarıyla bir kenara itilmişti. Bir
zamanlar köyde komün tarafından işletilen bir ilkokulu varmış
ama Kültür Devrim'inde çocuklar öğretmene çok hakaret
etmişler. Başına bir kova geçirip yüzünü kömür karasıyla
boyayıp köy sokaklarında dolaştırmışlar. O günden sonra
kimse öğretmenlik yapmaya ikna edilememiş.
Köylülerin çoğu okulun eksikliğini hissetmiyorlardı. "Okul
ne işe yarar ki?" diyorlardı. "Parasını ödeyip yıllarca okuyorsun,
sonunda geçimini yine terinle kazanan bir köylüsün.
Kitap okuyorsun diye bir avuç fazladan pirinç vermiyorlar.
Zaman ve parayı neden boşuna harcayalım ki? Çalışma puanlarını
kazanmaya ne kadar erken başlarsan o kadar iyi."
Daha iyi bir geleceğin olmaması ve köylü olarak doğan birinin
hemen hemen hiçbir yere gidebilme imkanının olmaması
bilgi edinme heyecanını söndürüyordu. Okul yaşına gelmiş
çocuklar evde kalıp ailelerine yardım ediyorlar, ya da
daha küçük kardeşlerine bakıyorlardı. Kızların okula gitmesi
ise köylüler için tam bir zaman kaybıydı. "Nasıl olsa evlenip
başkasına ait oluyorlar. Onları okutmak yere su dökmekten
farksız," diyorlardı.