Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

10/10 puan verdi
·
Beğendi
NIETZSCHE-ECCE HOMO “Autobiographical experience as an effort to bring oneself into existence is an autopoietic act.” “Kendini var etme çabası olarak otobiyografik deneyim otopoietik bir edimdir.” Otobiyografik eserler, düşünürün kendini anlatma ve yapılan suçlamaları aklamak için büyük şanstır. Nietzsche’de Ecce Homo ile bu kapıyı açmıştır. Kişinin bu yolda “benlik” özümsemesini daha iyi yapma şansı bulduğunu düşünüyorum. Yazdıklarımızı tekrardan ele alarak, bunlar üzerindeki anlatım çabamız çoğu yönden maskemizi indirmemize sebep olur. Eminim Nietzsche’de hakikate ulaşmak istediği yolda, geçtiği yolları tekrardan izlemiştir. Kitabı Basel Üniversitesi’nde Peter Gast’ın kağıda geçirmesi ile tamamlıyor. Hastalığının ağır aşamaları ona izin vermiyor. Fakat ne diyor: “İnsanlarla ve şeylerle hesabımı kapatmak...ve ‘şimdiye kadar’ olanları dosyaya(ad acta) kaldırmak...üzereyim. Şu anda yaptığım her şey, altına bir çizgi çekmektir... Yeni bir biçime geçmek zorunda olduğum bu dönemde önce yeni bir yabancılaşmaya ihtiyaç duymaktayım.” Kendi metinlerinin ‘ben’ini bu yapıtla ele alan Friedrich, yıllarca sorguladığı ve öğretiler sunduğu eserlerine mühür basar. Zerdüşt onun için derin bir tutkudur. Onu her okuduğunuzda Zerdüşt ve içindeki sonsuz ışığı anlayabilirsiniz. Kendi eserlerinin incelemesinin haricinde, “Neden Böyle Bilgeyim,” “Neden Böyle Akıllıyım” ve “Neden Böyle İyi Kitaplar Yazıyorum” başlıklı ilk üç bölüm ile “Neden Bir Yazgıyım Ben” başlıklı son bölümün üslubundan anlaşılacağı üzere otobiyografiye kendini metheden ve kendi ayrıksılığını çoşkuyla ilan eden bir ifade tarzı hâkimdir. Buradan şu sonucu çıkarabiliriz: “Geriye dönüp baktığında hayat için pişmanlık duymayan ve ‘bir daha!’ diyebilen bir Nietzsche var. Kendi söylediği gibi: “Da Capo!”” Kitapta müziğine hayran olduğu Wagner ile aklının niyet kapılarını sonuna kadar açan Schopenhauer değerlendirmelerine sıklıkla rastlıyoruz. “Wagner’de neyi asla bağışlamadım? Almanlara gönül indirmesini- İmparatorluk Almanı olmasını...” Wagner müziği olmasaydı gençliğine katlanmayacağını ve Wagner’in hayatı boyunca en büyük iyiliği yaptığını söyler. “İsimlerimiz sonsuza dek bir araya getirecek bu, Wagner ile bu yüzyılın insanlarından daha derin acılar çekmiş olmamızdır.” Nietzsche kitap boyunca hayatında yaşadığı çelişkileri ön plana çıkararak, kendi düşünce bütünlüğünü netleştirme amacı taşımaktadır. Schopenhauer’un öğretilerini dile getirdiği her kitabında saygısını nasıl koruduysa, eleştirdiği ve yönünü ondan ayırdığı kısımda dahi çizgisini korumuştur. Saldırılarını basit kelimeler kullanarak yapmak yerine, ona olan minnetini her zaman kalemine yansıtır. Yaşadığı çelişkiyi şu şekilde aktarıyor: “Schopenhauer yanılgıya düştü bu konuda, her konuda yanılgıya düştüğü gibi.” Geçtiği süreçleri kendi perspektifinden bir kez daha bakıyor; ağrılar peşini bırakmasada, zihnini kovalamaktan asla vazgeçmiyor. Nietzsche benim için ayrı. Onun için de Zerdüşt’ün yeri başkadır. Hayatımdaki en önemli hediyelerden birisi onunla tanışmam. Peygamber ya da din niyetine değil benim sevgim, aklın hünsalarını diriltmek için seçtim onu! Bakın kitabı için ne söylüyor, beni yeniden hayran bırakarak: “Burada bir fanatik konuşmuyor, burada “vaaz” verilmiyor, burada iman talep edilmiyor: sonsuz bir ışık bolluğundan ve mutluluk derinliğinden düşüyor her damla, her sözcük- sevecen bir yavaşlıktır bu konuşmaların temposu. Böyle bir şeyi ancak en seçilmişler başarabilir; benzersiz bir ayrıcalıktır burada bir dinleyici olmak.” “Şimdi beni kaybetmenizi ve kendimizi bulmanızı istiyorum sizden; ve ancak hepiniz beni yadsıdığınızda yeniden döneceğim aranıza...” (Böyle Söyledi Zerdüşt)
Ecce Homo
Ecce HomoFriedrich Nietzsche · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 20159,8bin okunma
·
59 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.