Başarı eminim ki hepimizin çokça istediği bir kavram. Herkes başarılı olmak ister, ailesini gururlandırmak ister, başarısıyla övünmek ister, geleceğini sağlama almak ister... Fakat başarıyı isteyen herkes bunun için bir çaba sarf etmez. Sadece istemekle kalır. Çaba sarf etmenin en büyük engeli ise: atalet. Atalet nelere engel olmaz ki...! Spora başlayayım dersin, atalet senin yürümene bile engel olur. Kitap okuyayım artık her gün dersin, kitabı eline bile almaya üşendirir seni atalet... Çokça örnek sayılabilir çünkü atalet hele de şimdiki 21.yüzyılda hayatımızın tam da kilit noktası olmuş durumda. Biz farkına varamasak da birçok konuda bize egemen oldu, atalet. Pandemi döneminden sonra çıkan yeni yeni eve paket getirme servisi olsun, birçok yemeğin harcının paketlerde satılımı olsun, zararlı ama pratik olup insanları kendine bağımlı yapan yemekler olsun birçok şey bize ataleti öğretiyor. Ataleti yenmek bir irade işi. İradeni ne kadar güçlendirirsen, atalet de o oranda azalmaya başlar. Televizyon izlerken kalkıp ders çalışırsan, işte o anda ataletin biraz azalır ve iradenin biraz da olsa artar. Bu gibi örnekleri sürdürürsen her geçen gün iraden artarken ataletin de aynı oranda azalacak. • Bir de ataletli davranmadığımız, yapmaya çalıştığımız konularda hemen öğrenilmiş çaresizlik devreye girecek. Öğrenilmiş çaresizlik ile yapılmış birçok deney var ve bunlardan biri de: Akvaryuma bir köpek balığı eklenir ve de ardından akvrayumun tam ortasına da bir cam bölme konulur, akvaryumun köpek balığı olmayan kısmına da bir balık eklenir ve tabi normal olarak balığı yemeye kalkışıyor ve birden cam bölmeye çarpıyor, birkaç kere daha deneyince yine aynı durumu yaşıyor ve sonunda denemekten vazgeçiyor. Sonrasında o cam bölme kaldırılıyor ama köpek balığı öğrenilmiş çaresizlik durumunda. Bu yüzden hiç balığı yakalamaya bile kalkışmıyor. İşte günümüzde de böyle olmuş durumda. Bir kişi denemeye kalkışmışsa bile çevredeki etkenler sayesinde öğrenilmiş çaresizlik durumuna düşüyor ve bundan kurtulmak da zor oluyor. Belki başka yol denese olacak bir işi, ona göre mantıklı olan ama aslında da olmayan bir şekilde bırakıyor artık. Ama bizim yapmamız gereken şey başarı için yaptığımız diğer başarısız durumları beynimizden silmek ve yeni yollar aramak. Eğer geçmişe bakarak yolumuza devam edersek başarı bize pek de yakın olmayacaktır. Zaten eğer geçmişe bakarak yaşamamız gerekse gözlerimiz kafamızın önünde değil arkasında olurdu. Geçmişe bakmamız gereken tek konu oradan sadece dersler almak, şimdiyi de ona göre yönetmek ve geleceği de buna göre şekillendirmek. İşte başarı bize böyle daha yakın bir hâl alacak. • Bir başka konu da kendi kendimize neler söylediğimiz. Yine çoğu kişi bir işi yapamadığında kendi kendine başarısızlık sıfatları yakıştırır durur. Olması gereken bu değil ama. Olması gereken şey kendine başarısızlığına rağmen, ileride yapabileceğine dair güzel şeyler söylemek. Beynine ne dersen o da sana onu gönderir. Kötü sıfatlar yakıştırırsan kendine beyin de bir nevi öğrenilmiş çaresizlik yaşar ve senin de yapmaya olan inancın azalır. Sonuç olarak da başarısız olur durursun. Ama başarısızlığına rağmen kendine inancın tam olursa, söylemlerin de bu yolda olursa, işte o zaman sen başarırsın. • • • Böyle birçok konuya kitapta detaylı ve anlaşılır şekilde yer verilmiş. Başarı örnekleri olsun, konu ile ilgili örnekler olsun birsürü şeyi bu kitapta bulabilirsiniz.