Güldal 22 yaşında güzel mi güzel, iyi terbiye görmüş bir Türk kızı. Fakat bir kusuru var. Hiç kimseye gönlünü vermiyor, taliplerini hiç düşünmeden reddediyor. Hal böyle olunca ailesi, arkadaşları başta olmak üzere tüm sevdikleri onun için üzülüyor. Güldal İskenderun'da bir düğüne gidiyor ve trenle İstanbul'a dönmeye niyetleniyor. İşte hikayemiz burada başlıyor. Kuzeni Gülnur ile konuşurken genç, yakışıklı bir adam dikkatini çekiyor. Bu noktada aile dostu Haydar Bey Güldal'ı yakışıklı Fahir Bey ile tanıştırıyor. Fakat Fahir de bir anormallik var. Güldal ile karşılaşınca bayılacakmış gibi oluyor. Güldal dikkat etse de üzerinde durmuyor. Böylece yolculuk başlıyor. Fahir ile yan yana kompartmanlar da bulunan Güldal ara sıra Fahir'e denk gelip konuşmaya başlıyorlar. Fakat Fahir'in iddiasına göre Fahir Güldal'ı 2000 yıldır tanımakta ve sevmekte. Bu ididdasını ispatlamak için başlıyor anlatmaya. Böylece üç farklı dönemde yaşamaya başlıyoruz. İlk dönem Side şehrinde geçen, roma döneminin dekorlarıyla süslenen bir aşk hikayesindeyiz. Korsan reisi Parmis ile köle olarak yakalanan Tamara'nın aşk hikayesi. Roma İmparatorluğu devrinde geçen bu hikaye dönem hakkında da çok derin bilgiler vermekte. İkinci dönemde ise Selçuklu zamanında geçen Ali Pars(Parmos) ve Zerrintaç (Amora) aşkını anlatıyor. Bu iki dönemde geçen aşk hikayelerindeki aşıklar Fahir'in iddiasına göre kendisi ve Güldal'dan başkası değil. Fahir önceki hayatlarını hatırlamış, reenkarnasyon ile bugünkü bedeninde yine ilk sevgilisine aşık olmuştu. Güldal tüm bunlara inanmamakla beraber Fahir'den çok etkilenmiş, aşık olmuştu. Fakat yine de bir türlü itiraf edemiyor, gururunu kıramıyordu. Tren yolculuğu bitip ayrıldıklarında Güldal Fahir'e gönlünü çoktan kaptırmış oluyor. Fakat mantığı bu hikayelerin gerçekliğini kabul etmediğinden bir açıklama bekliyor. En sonda anlıyoruz ki Fahir Güldal'ı önceden tanıyormuş evet fakat 2000 yıl öncesinde değil 9 ay öncesinde. Güldal'ı bir baloda görüp aşık oluyor fakat Güldal'ın bir erkek düşmanı olduğunu, gönlünü kimseye vermediğini hatta ve hatta sevse bile kendini teslim etmeyeceğini öğreniyor. Bunun üzerine bu tertibi hazırlayarak onun yumuşamasını, kendisine bir şans vermesini sağlamaya çalışıyor. Güldal tam bir Türk kızı. Diyalogları, tavırlarıyla okurken kahkaha attırdı bana. Fahir gelirsek bir kızın kalbini kazanmak için yaptıklarını görünce "bu kadar da olmaz be" dedim. Çok dinamik, farklı bir roman. İyi okumalar.

2000 - Yılın SevgilisiRefik Halid Karay · İnkılap Kitapevi · 2009115 okunma

·

302 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.