Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

·
Puan vermedi
"tutuklunun günlüğü'ndeki şiirler izmir şiirleridir, hepsi izmir'de yazılmıştır." diye giriyor Attilâ İlhan ağbimiz konuya. İlk defa bir kitabını tam olarak bir şehirde tamamlamanın hevesiyle açıyor parantezini. Döneminde eski şiirlerden sıkılmış, yeni ve çağdaş şiiri kendi diline eklemek için denemelere
Bela Çiçeği
Bela Çiçeği
'nden başlamış olsa da, net bir dil oturttuğunu, yeniliği denemekten ziyade, yenilikle geçtiğini bu şiirlerde görüyoruz. Çünkü Attilâ İlhan'a göre şiir eskiydi, yenilenemiyordu, değişime ihtiyacı vardı. bu örnekleri incesaz, zincirleme rubailer gibi bölümlerde görüyoruz. Ve incesaz bölümünün bir çoğu bugün dillere pelesenk olmuş, en azından ıslığımızda çalan şarkılardır. Böyle bir albüm elbette iyi ki var. İkinci kısıma gelecek olursak, şiir 1968-1973 yılları arasında geçtiği için, asıl dava biraz da muhtıra. Toplumsal kavgayı, klasik şiirine güdümlemiş Attilâ ağbimiz. "... eskiler kendilerini yenileyemiyorlardı, yenilerse ya ikinci yeni'nin biçimsel tiklerini üstlerinden atamamışlardı, ya da kolay bir slogan toplumculuğunu diyalektik şiirin kendisi ve hepsi sanıyorlardı." diyerek, inceden göndermeyi de yerine sallıyor. bu kitaptaki incesaz bölümü özellikle 12 Mart ile ilgili oluyor. "Mahûr" şiiri ise Attilâ İlhan'ın Karşıyaka'dan İzmir'e geçmeden önce duyduğu haberlerin eşliği olmuş. İşin incelemestine gelirsek eğer; Okuması zor, tekrar tekrar okutan bir kitap oldu benim için. Dönem şiirlerini barındırdığı için, gerek tekrar göz gezdirmek/görmek acı olsa da yerinde oldu. Şiirlerin bir çoğu kendi tabiriyle "deneme" olduğu için, farklı bir tat olsa da, genel olarak Attilâ ağbinin kalemi belli ediyor kendini. Okuduğum için memnunum.
Tutuklunun Günlüğü
Tutuklunun GünlüğüAttila İlhan · İş Bankası Kültür Yayınları · 2017797 okunma
·
35 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.