Ortaokuldan beri kitaplığımda duruyordu Ballı Çörek Kafeteryası. Öğretmenimiz okumamız için aldırmıştı fakat diger hiçbir kitabı okumadığım gibi bu kitabı da kitaplığıma kaldırmakla yetinmiştim. Aradan geçen 10 seneden sonra kitap okuma alışkanlığı edinirken 'neden şimdi okumayayım' dedim. Belki de her şeyi zamanında yapmak, zamanında okumak gerekiyormuş... Kitap bir sürü bölümden oluşmakta. Bu bölümlerin birinde yazar kahraman bakış açısı ile olayları anlatmakta bir sonraki bölümde de tanrısal (veya gözlemci) bakış açısı ile geçmişten bir konuyu ele almakta. Bölümlerin her biri yaklaşık 10 sayfadan oluştuğu için bu iki bakış açısında bir geçmişe bir günümüze gidip gelmek beni okurken bir miktar yordu. 'Geçmiş' olarak ifade ettiğim bölümler ise kahramanların tek tek geçmişlerinden (çocukluklarından) birer anıdan oluşmakta. Ayrıca kitaba geçmiş konular da dahil olunca 'karakter kalabalığı' hissini yaratacak kadar çok karakter ele alınmış. Bu da okurken başka bir zorluğu doğurmakta. Bölümlerin kısa sürede değişmesi, olayların tam olarak bir olay örgüsü içerisinde ele alınamaması kitabın sürükleyici olmasının önüne geçmiş gibi duruyor. Kitabın 140. sayfasına büyük bir çaba ile geldim. Çünkü kitapları yarım bırakmayı sevmiyorum. Fakat konusu da anlatımı da beni okumaya teşvik etmedi maalesef. Konusu genç arkadaşlarımız için daha etkileyici olabilir. Genel olarak olaylar ortaokul öğrencisi çocukların etrafında döndüğü için o yaş grubundaki okurlar için cazip gelebilir diye düşünmekteyim. Yetişkin olup okumak isteyenler de elbette ki kitabın konusunu beğenebilir. Benim izlenimlerim, yorumlarım bu şekilde idi. Üzülerek kitabı yarıda bırakacağım. Herkese iyi okumalar diliyorum.

Ballı Çörek KafeteryasıZeynep Cemali · Günışığı Kitaplığı · 2013728 okunma

·

92 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

Yeni Bir Okurun Gözünden