Güney Koreli yazar ve kültür kuramcısı Byung-Chul Han diyerek çağımızın bir gerekliliği olan aynileşme doğrultusunda giriş yapmak istemem fakat belki yapmam da elzemdir. Neden elzem? İçinde bulunduğumuz satıhta böylesi yazarların görme alanımıza girme imkanı pek de mümkün değil. Durmanın ihlal edildiği, hızın öncelendiği, cafcaflı bir alanda kavramların konuşulması ve düşünülmesi pek de olası değil. Böyle olumsuz bir girişin “olumluluk toplumu”nca pek de hoş görülmeyeceği de aşikar. Amma velakin cümbür cemaatin de diline düşsek -ki bunu okuyacak çok da kişi olmayacağı bilinciyle- böylesi kitapların da dile getirmesi gerek. Byung-Chul Han, önemli bir kavramsal alan olarak şiddeti incelediği bu kitapta pek çok önemli düşünürün şiddet konusundaki fikilerini kritike edip daha sonrasında kendi çıkarım ve fikirlerini ifade ediyor. Günümüzü başarı ve performans toplumu olarak tanımlarken şiddetin artık olumluluk toplumu ortamında vücut bulduğunu dıştan içe doğru yöneldiğini söylüyor. Bu içe yöneliş hali depresyona ve tükenişe sebep olduğunun altını çiziyor. Kişinin en büyük düşmanı kimdir? Düşman denilince hep ben dışında bir öteki akla gelir. Bu tarih boyunca nefes alan tanımlama iken Han, bunun artık çok da mümkün olmadığını söyler. Kendisine ise Nietzsche’yi şahit tutar. Nitekim o, artık düşmanın kendimiz olduğunu ifade etmiştir. Burada Han yeni bir kavram üretir: Post-immünolojik bünye. Bu bünyede negatiflik ve başkalık zayıflamaktadır. Pozitiflik maksimum seviyede yaşanmakta, hem ortopedik hem enformatik bir obezite bedenleri ve zihinleri mesken tutmaktadır. Yine panoptikon da bu çağda anlamsızlaşır. Çünkü sadece iktidarın zorunlu gözetimine tabi olmayan özne, gönüllü olarak sosyal medya aracılığıyla hem başlarını gözetlemekte hem de kendisini gözetlettirmektedir. Kendi benliğini teknolojik imkanlara vermiştir. Bir anlamda “tweet atıyorum o halde varım”a dönüşmüştür. İyi okumalar. . . . #byungchulhan #şiddetintopolojisi #metis #metiskitap #dilekzaptçıoğlu

Şiddetin TopolojisiByung-Chul Han · Metis Yayınları · 2020562 okunma

·

689 görüntüleme

Bu yorum görüntülenemiyor

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

Bibliyofil Adam