Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

144 syf.
·
Puan vermedi
Tavsiye üzerine okumak istediğim bu kitabı, uzun bekleyişlerin sonucunda kütüphane raflarında nihayet bulabildim :) Eser, 1950'lerde Marquez'in iki arkadaşıyla birlikte Demir Perde'nin öte tarafını gezip görmek planıyla başlıyor. İlk durakları olan Berlin, 2. Dünya Savaşı sonucunda ikiye bölünmüş durumdadır. Batı Berlin Amerikan tahakkümü altında, Doğu Berlin'e nispet yaparcasına kapitalizmin görünüşte büyülü dünyasını yansıtır. Doğu Berlin'de ise SSCB'den ithal edilen komünist diktatörlük hakimdir. Ancak halın yanısıra Marksist gençler bile bu sözde kalmış olan devrimden umutsuz ve mutsuzdur. Sıradaki durak, 1989'da Kadife Devrim ile kapitalist sisteme ilk dönüşü yapacak olan Çekoslovakya'dır. Burada sosyalizmin daha az belirgin olduğunu anlatır Marquez. Polonya'nın Fransa'nın kültürel sömürgesi altında olduğu yönündeki yorumların haklı olduğunu savunur. Sıra SSCB'ye geldiğinde halkın yoğun sevgisini, sempatiklikten ziyade devlet emri olarak algıladığını belirtir. Ancak bu düşüncesinde yanıldığını da gezisinin ilerleyen günlerinde anlamıştır. Sovyet halkı dünyanın geri kalanına karşı muazzam bir merak duymakta ve bu meraklarının sonucu ülkelerine gelen yabancılara büyük bir sempatiyle yaklaşmaktadır. Son durak olan Macaristan'da ise büyük bir baskıyla karşı karşıya kalmıştır. Öyle ki yönetim, ülkelerine gelen bu yabancı ziyaretçilere "tercümanlar" olmadan adım attırmamaya kararlıdır. Marquez eserinin son sayfalarında tercümanı ekerek şehirde gezip gördüklerini aktarır okuyucusuna. Değişik yorumlar, ilginç tespitler, Marquez'in roman dilinden farklı olan bir anlatımıyla karşımıza çıkıyor. İyi okumalar dilerim :)
Doğu Avrupa'da Yolculuk
Doğu Avrupa'da YolculukGabriel Garcia Marquez · Can Yayınları · 20161,114 okunma
·
554 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.