RÜZGAR SAATİ
Bütün gün ölüler gibi sustun.
Serseri gibi anılarımı
Anılar doldurur.
Senin sular gibi umudun var
Susuz yosunlar gibi kuytularda.
Eliniz beyazken uzatır isterim
Karayı kaldırın sevgi koyun umudumu yitirmeyin.
Bir kendi kendime doyasıya
Bu gece sussanız dinlesem.
Bir büyük oyun yaşamak dediğin
Beni ya sevmeli ya öldürmeli...
Bırakıp gitmek gerek duyuyorum
Ne varsa aşk gibi dostluk gibi
Sonsuz sıcaklığına alışılan
Şimdi dünyanın yarısı uyuyor
Ölüm bıçak gibi kıl gibi
Elleri insanların elleri kaç defa
Ölüme değiyor.
Havada bir hoş aydınlık bir mavi
Sevgiyse büyük şarkıysa güzel
Yaşamaksa....
Herkesin yaşama türküsü başka
Lakin sevgi bir kardeşlik bir
Tut elinden çocukların gibi, zor değil
Bütün insanları sevgide birleştir.
Şimdi bütün canlılar benden uzak
Şimdi bütün duygularım inkar halinde
Sanki hiç duymamışım görmemişim sevmemişim
.
.
.
KESTİM KARA SAÇLARIMI
İçinde dışında yanında değilim
İçim ayıp dışım geçim sol yanım sevgi
Bu nasıl yaşamaydı dön.
Yokluğun orada çiçeklerde
Dünya seninle de sensiz de aydınlık
Başka tutkularımız var beraber yalnız Yokluğun orda yaşamamızda.
Çekildik yapıların karanlığına
Kendi kurduğumuz kendimiz İçin..
.
.
.
SIĞDA
Kar mı yağdı, alıştıklarımız mı?
.
.
.
KIRMIZI KARANFİL
Ah, kimselerin vakti yok
Durup ince şeyleri anlamaya..
Hüzün çocuklar için arada bir, yaşlılar için sürekli
Ey sen aklını devrimden kaçıran
Çocuklar yok mu dünyada, yok mu denizler?
Küçük kız değilim belki taştım
Çünkü sever babalar küçük kızları başkalarını da gördüm
Git, gidemez. Dur, duramaz. Oysa
İnsanın gidip durmaya belli bir noktası olmalı
Bazan acıyı sevmeliyiz
Ölümü sevmeliyiz bazan
Hiç sevmemekle birlikte..
Bir çocuk şarkı söylüyordu
Dokunan bir şeydi ama neydi.
Şarkı mıydı, sesi miydi, çocuğu kendisi miydi? Çocuğun kendisi miydi?
Ey gerçek sesimiz ey büyük kavga
Umut iki midir, bir midir?
Unutma sakın unutma
Bağışlama sakın
Sakın düşmanını sevme, sakın susma
Bekle büyük kavgayı bekle
Anlıyor musun Yüreğim.
.
.
.