Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

224 syf.
1/10 puan verdi
·
7 saatte okudu
Bir okurun kitabı incelemesinde kitaba methiyeler dizmesi ve her fırsatta mutlaka okuyun demesi üzerine kitabı büyük bir hevesle aldım ve yine büyük bir hevesle okumaya başladım. İlk yirmi beş sayfasında sanki süt zannederek içtiğim ayran tadını verdi.  Bu durumu başka şekilde tanımlayamazdım, tam olarak böyle. Büyük bir sabırla devam ettim ama ilerleyen sayfalarda da hiçbir fark yoktu. Nihayet ilk "kırk" sayfasında kitabın bana göre olmadığını anladım. Birçok kez yarım bırakmayı düşündüm ama kitap hakkında ilk sayfalara göre yorum yapmış olmamak için kitabı bitirmeye karar verdim. Ve nihayetinde kitabı bitirdim.  Şimdi rahatlıkla incelememi yapabilirim; Kitap dördüncü kez üniversite sınavına hazırlanan "Hamza" isimli gencin zihin dünyasını anlatıyor. Karmakarışık ve sitemlerle dolu bir zihin dünyası. Çoğu haklı sitemler fakat... üslup çok ama çok yanlış... Bir konu hakkında bir şey düşünüyorken/anlatıyorken çok alâkasız bir şekilde başka başka konulara geçmesi de cabası. Bakınız bir türlü anlam veremediğim kesit (sayfa 25'ten) ; "Muson rüzgarlarının tatlı tatlı estiği bir bahar akşamı, dış ters açısı 70 derece olan bir eşkenar üçgenin karşı dikkenarı ile komşu dikkenarı arasında yıllardır sürmekte olan ve iki taraftan da yüzlerce insanın ölümüne yol açan sınır problemi çözülmüş, iş tatlıya bağlanmış, yeniçeriler cülus bahşişi istemekten vazgeçmniş, köklerinden biri 4 i olan gerçek katsayılı ikinci dereceden iki bilinmeyenli bir denklem niha- yet çözülmüş ve taraflar beyaz bir mercedese binerek olay yerinden uzaklaşmışlardır. Hepimizin başı sağ olsun. Ordu millet var olsun. Vatana millete hayırlı olsun. Yaşasın cumhuriyet. Çıktık açık alınla / on yılda her savaştan / on yılda on beş milyon genç / hallettik her yaştan. İyi dersler arkadaşlar. Saaaağol. Türküm. Doğruyum. Çalışkanım. İlkem. İkilem. Dilemma. Elma. Newton. Yerçekimi kanunu..." diye devam ediyor. Ve neredeyse her sayfası böyle. Kelime türetmece oyununu andırdı bana. Beni rahatsız eden bir diğer şeyse "Hamza"nın üslubu.  Çok sert ve katı bir üslubu var.  Aynı pencereden benzer noktalara bakıyoruz ama aynı dili konuşmuyoruz.  Bakınız ; "Aptal herifler. Anca birbirinizi yiyin. Nereye kadar gidecek bakalım bu kör dövüşü.  İslam kardeşliğini tesis etmeden zor bitirirsiniz bu kavgayı.  Bu milleti birbirine bağlayan ana unsur İslam'dır. Ulan üç satırlık tarih bilginiz de mi yok?.." diye devam ediyor. Sadece bu bölümde değil. Neredeyse her bölümde bu gibi söylemleri okuyoruz. Kızdığı şey ne olursa olsun, kime olursa olsun böyle olmaz. Olamaz. Böyle kimse düzelmez. Doğru bildiklerini böyle anlatamazsın Hamza. ( sitemim Hamza üzerinden yazara.) Derdin İslam kardeşliği. Ne güzel, ne mübarek bir derdin var. Aynı dertle ben de dertleniyorum. Aynı dertle necmeddin Erbakan, Malcolm X, Muhammed Mursî... ve niceleri de dertleniyordu. Ama hiçbiri kavga eden Müslüman bir grup gördüğünde "Aptal herifler" diye çıkışmadı. "Gelin Müslüman kardeşlerim, birlik olalım" dediler. Biliyorum Hamza, biliyorum. Düzene, sisteme, modern insanların "bu doğrudur" deyip yaptığı şeylere karşısın. Ama üslubun bu olmamalı. Büyüklerimizin bir sözüyle incelememi bitiriyorum; "Din kardeşlerine tavsiyede bulunurken onların hoşlanacağı dil ve üslup ile anlat. Kalbe girmeyen söz vücutta etki yapmaz. "
Hamza
HamzaÖmer Faruk Dönmez · İzi Yayınları · 20202,834 okunma
··
2.226 görüntüleme
reyyan okurunun profil resmi
Karışık bulduğunuz kısımların edebiyattaki ismi "bilinç akışı tekniği"dir/(stream of consciousness). Ve aslında paylaştığınız paragrafta yazar bu tekniği çok ustaca kullanmış. Her okuyucuya hitap etmiyor olabilir ama edebi bir teknik olarak saygıyı hakediyor.
Zeynep okurunun profil resmi
Bahsettiğiniz bilinç akışı tekniği 'Derin ve soyut ifadeler' den oluşur. Bilinç akışı tekniğiyle yazılan kitapların birçoğunu okudum. Yazar, bu satırları derinlikten ve soyutluktan tamamen uzak, karmaşık ve adeta kelime türetir gibi yazmış.
3 sonraki yanıtı göster
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.