Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

112 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
·
19 saatte okudu
Çocuk, Yetişkinin Ebeveyni Midir?
Freud’un psikanaliz yöntemini anlamak için öncelikle onun Oedipus kompleksi, libido, katarsis, deşarj gibi terimleri hangi anlamda kullandığını anlamak gerekir. Oedipus kompleksi bir Antik Yunan miti figürü olan Oedipus’a dayanmaktadır. Mitte Oedipus babasını öldürmüş, annesiyle evlenmiş ve cinsel ilişkiye girmiştir, fakat onların kendisinin ebeveyni olduğunu bilmemektedir. Freud ise Oedipus kompleksi terimini, erkek çocuğunun erken yaşta annesine ilgi duymasını fakat bu ilginin karşılıksız kalması gerektiğini öğrenilmiş çaresizlik duygusuyla kabul etmesi anlamında kullanır. Erkek çocuk, ilgi duyduğu (aynı zamanda cinsel bir ilgidir fakat çocuğun gözünde cinsellik yetişkinlerin gözündekinden farklıdır; o, topyekûn anneyi cinsel obje haline getirmektedir, yalnızca memesini, vajinasını, vb. değil) annesine sahip olamamaktadır çünkü ortada bir baba vardır. Zamanla erkek çocuğu bu duygusunu bastırır ve bastırılmış duygu farklı bir noktaya kayar. Erkek çocuk, yaşamının ilerleyen sürecinde, tam bir bilinç halinde olmasa da, babasını aşmak ve annesi gibi bir kadını elde etmek ister. Evet, Oedipus kompleksi kısaca budur. Libido terimi ise çoğunlukla yanlış anlaşılmaktadır. Freud, libidonun göbeğinde cinsel arzunun olduğunu söyler fakat libido sadece bundan ibaret değildir. Libido, en basit tanımıyla, hayatta kalmak içgüdüsüdür. Katarsis terimi, bir duygusal boşalma hâline karşılık gelir. Bastırılmış duygularını açığa çıkaran birey, deşarj olmaktadır. Deşarj ise arınmak ve daha iyi bir biçimde yenilenmek anlamına gelmektedir. Psikanalizin temelini, bastırılarak bilinçdışına itilmiş duyguların ve arzuların açığa çıkarılması oluşturmaktadır. Freud, bastırılmış arzuların bilinçdışından taşarak vuku bulduğu bazı durumlardan bahseder. Bu durumlara örnek olarak rüyalar ve dil sürçmeleri, yazım yanlışları, aradığını bulamamak, yanlış durakta beklemek, sevgiliye anne/baba demek gibi hatalar verilebilir. Bu tür hataların psikolojide dalgınlık haline indirgenerek açıklanmasından şikayetçidir Freud, çünkü Freud’a göre ancak bu tür durumlarda kendini açığa çıkarır bilinçdışında saklananlar. Psikanaliz duygulara öncelik verir ve duygusal bozuklukların zekâ geriliğine sebep olduğunu düşünür. Bedenin ruha etkisini yadsımasa da, esas etkinin ruhun bedene yaptığını görüşündedir. Psikanaliz tedavisi hem maddi hem de manevi anlamda zordur, süreklilik ister. Tedavi aşamasında hastadan ve doktordan birtakım beklenenler vardır. Örneğin hasta, tedavi aşamasında kendine sansür uygulamamalı ve alabildiğine açık sözlü olmalıdır. Ayrıca, hastanın eğitilebilmeye yatkınlığı olmalı ve yaşlı olmamalıdır. Doktor ise hastasına karşı herhangi bir cinsel arzu beslememeli ve hastayı zorlamamalıdır. Freud, psikanaliz tekniğini ilk kullandığı dönemde hipnozu da denemiştir fakat ardından bundan vazgeçmiştir. Çünkü görmüştür ki, hipnoz tedavisiyle iyileşen hastalarda bir süre sonra farklı semptomlar açığa çıkmaktadır. Yani, hasta iyileşmemekte, sadece hastalık ertelenmekte veya başka kanallara aktarılmaktadır. Hipnoz yönteminden vazgeçen Freud, seanslarında hastanın kendini rahat hissetmesini, birtakım yönlendirmeler yaparak hastanın bilinçdışına itilmiş arzularını, korkularını, yaşantılarını hastanın kendisinin bulmasını hedefler. Sorununun ne olduğunun farkına varan hasta için artık o sorun, sorun olmaktan çıkacaktır ve hasta iyileşecektir. Freud, insanı tutku kavramı üzerinden tanımlar ve tutkunun temeline iki güdüyü koyar: cinsellik ve ölüm. Bu güdüler ilk altı yıl içerisinde; oral, anal ve fallik dönemde şekillenir ve ardından bireyin yaşamı boyunca tüm yapıp etmeleri, çocuğun ilk altı yıl içinde şekillenen bilinçdışının etkisiyle şekillenir. Freud’dan önce insan bilinçli ve rasyonel bir varlık olarak tanımlanırken, Freud ise insanı bilinçdışı etkiyle şekillenen determinist bir formda tanımlar. Freud’a göre ölüm ise hazzın doruk noktasıdır ve devamı yoktur; bir başka deyişle ölüm, varoluş açısından hazzın ertelenmesidir. Kitabın ele aldığı konuları da aşarak böyle bir psikanaliz özeti serimledim. Günümüzde psikanaliz Fransa gibi bazı yerlerde hâlâ varlığını sürdürse de, artık eskisi gibi esamesi okunmamaktadır. Bunun nedeni, süreç içerisinde psikolojinin bilime daha çok yaklaşmasıdır, çünkü psikanalizin metodu, bilimsel bir metot değildir; iki metot birbirleriyle uyuşmamaktadır. Yine de, bilinçdışının keşfi günümüze dek önemini korumaktadır. Freud insanın narsist tutumunu zedeleyen üç önemli devrimden bahseder: Kopernik, Evrim ve Psikanaliz. Bu devrimler neticesinde insan, ben merkezci evren tasavvurunu tümüyle yitirmiştir. Bilindiği üzere Kopernik devriminden önce insan, evrenin merkezine dünyayı, dünyanın merkezineyse kendini koymaktaydı, Kopernik Devrimi ile bu tutum ilk kez ağır bir darbe aldı. Ardından Darwin’in Evrim teorisi gösterdi ki, insan hiç de sandığı gibi hayvanlardan ayrı değilmiş; ortak atalardan gelmişler. Bunun neticesinde insan, evrenin merkezinin Dünya olmadığını öğrendikten sonra, Dünyanın merkezinin de kendisi olmadığını fark etti. Daha sonra psikanaliz ortaya çıktı ve o da insanın hiç de sandığı gibi rasyonel bir varlık olmadığını, çoğu davranışlarının temelinde bilinçdışındakilerinin etkisinin olduğunu fark etti. Ardından Kant geldi ve yeni bir devrim yaptı. Bu devrim de, insanların nesneyi aklındaki birtakım kategoriler vasıtasıyla idrak edip tanımladığını fakat esasında nesnenin özünü asla bilemeyeceğimizi gösterdi. Derken gitgide küçüldük kendi gözümüzde. Küçülmemiz de gerekirdi. Ancak insan bu küçüklüğünü kabul etmeyip tüm canlılara ve doğaya hükmetmek gayretiyle savaş açtı, kendisi savaşın her iki tarafında da olmasına rağmen. Psikanaliz yöntemi pratik bir yöntem olduğu için deneme yanılma yoluyla gelişmiştir ve her zaman geliştirilmeye açık bir yapısı vardır. Bu yöntem hakkında tek bir sorum var: insanın tüm yapıp etmeleri, yaşamındaki ilk altı yıl üzerinden açıklanabilir mi, şayet açıklanabilirse bu açıklama ne derece doğruluk barındırabilir? Esasında Freud da insan yaşamının her ânının insanın ilk altı yılıyla açıklanamayacağı görüşündedir fakat büyük bir kısmının da açıklanacağı görüşündedir. Şayet soruya dair cevap niteliğinde bir görüşünüz varsa belirtmenizi isterim.
Psikanaliz Üzerine
Psikanaliz ÜzerineSigmund Freud · Cem Yayınevi · 20183,548 okunma
·
647 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.