Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

488 syf.
10/10 puan verdi
İlginç bir tesadüf ki edindiğim izlenime göre, Jane Austen'e ait olan kitapları ne zaman elime alıp okumaya başlasam, gerçek hayatta o gün yaşanan hava koşuları ile kurgu da ki hava koşulları birebir örtüşmekte. Meselâ, yer yer kar görüntüleri ile betimlenmiş olan Emma'yı okuduğumda, her yer beş yıl gibi uzun bir aradan sonra, ilk defa bembeyaz bir örtü gibi karla kaplanmıştı. Kurguda ki anlatımla gözlerimin önünde, yağan karın uyum sağlaması. Tarifi olunamaz harika bir histi, o ana kadar hissetmediğim. Sıcacık evimde ara ara pencereden yağan karı seyrederek, kitap okumanın verdiği hazzı unutabilmem mümkün mü? Aynı hisleri bir nebze dahi olsa, Mansfield Park'ı okurken de sezinlemek. Mansfield Park'ın yağmur görüntüleri ile betimlenmiş bölümlerini dışarıda yağan yağmur eşliğinde okumak. Düşünüyorum da ilginç bir tesadüf. Aklıma gelen tek seçenek, yazarın kitaplarını kış mevsiminde kaleme alması ve benim de kış mevsiminde okumuş olmam. Kısaca kurguya değinecek olursak, hikâyemiz üç genç kız kardeşin ortancası olan, Miss Maria Ward'ın Mansfield Park malikânesinin sahibi olan Thomas Bertram ile evlenmesiyle başlar ve sonra olaylar Mansfield Park malikânesinin çevresinde şekillenir. Birbirinden farklı, zıt karakterlere sahip üç genç kız kardeş. En büyükleri abla, Miss Ward; hasis, işgüzar ve dediğim dedik. Ortanca kız kardeş, Lady Bertram; sessiz, sakin ve zenginliğin verdiği doygunlukla pasif. En küçük kız kardeş, Miss Frances; bir anlık zaafının bedelini, ömür boyu sürecek fakirlik ve dünyaya getirdiği dokuz çocukla birlikte, ödemek zorunda kalan zavallı varlık. Olaylar bu üç kız kardeş, çocukları ve çevrelerinde aileye kattıkları bireyler arasında şekillenir. Şahsım adına karakterlerden en çok, abla Miss Ward'dan nefret ettim. Hatta nefretim o kadar had safhadaydı ki; istemeden gerçek hayatımda ortak bir yakınımız vasıtasıyla bağ kurmak zorunda kaldığım bir şahısla, Miss Ward'ı özdeşleştirdim. Kendimi bildim bileli başkasının malı ve mülkü ile, kendisine prim yapmayı seven ve övünen şahıslardan nefret etmişimdir. Benim nazarımda bu tıynette ki şahıslar, acınacak zavallı birer varlıklardır. Bir türlü idrak edemezler, başkasının malı züğürdün çenesini yorar misali. Ama mümkün değil, anlatamazsınız. Hoş anlatsanız da anlamaz ya. Maalesef özel aile toplantılarında bu zihniyete sahip bir şahısla, bir arada bulunmak zorundayım. O her zaman ki tiradına başladığında " Sana ne, be kardeşim! Milletin malından, mülkünden bizi ne ilgilendirir. " diye, haykırmak geliyor içimden ama yukarısı bıyık, aşağısı sakal misali susuyorum. Ben de çareyi uzaklaşmakta buluyorum. Ne zaman o tür bir zihniyete sahip şahısla, aynı ortamı teneffüs etmek zorunda kalsam, bir şekilde o ortamdan uzaklaşırım. Bu hareketimle kendimi o şahıslardan büyük gördüğüm hissiyatına kapılmasın kimse! Bilâkis tam tersi, söylevlerimle kurmuş oldukları sahte hayal dünyalarını yerle bir etmemek adına, almış olduğum bir önlemdir sadece. İşte değerli okurlar, Jane Austen'in kitaplarını okurken hissetmekle kalmaz benim gibi, çevrenizdeki insanlar vasıtasıyla birebir yaşatırsınız. O karakterler ki, içinizden sanki hep sizinle birlikte. Kitap yalın bir dille yazılmış. Bana göre tek sıkıntı diğer klasiklere oranla biraz fazla ağır ilerlemesi. Eğer yazarın kitaplarını okuma niyetinde iseniz, bu kitabı sona bırakın. Aksi taktirde diğerlerini okumadan vaz geçersiniz. Ama ben beğendim. Biraz ağır ilerlese de ders alınabilecek bir kitap. Ya ben okuduğum kitaplara fazla anlam yüklüyorum yada diğer okurlar benim hissettiklerimi hissetmiyorlar. Kim bilir...
Mansfield Park
Mansfield ParkJane Austen · Can Yayınları · 20171,909 okunma
··
165 görüntüleme
Hatice Çakır okurunun profil resmi
Jane Austen'ın kitaplarını küçümseyip basit bir aşk romanı olarak gören nice okur var ne yazık ki Serpil hanım. Oysaki Realist İngiliz romanının en önemli şahsiyetlerinden biridir Austen. Yazdığı eserlerde toplumu gerçekçi olarak gözlemlediğini ve yer verdiği karakterlerin günümüzde de yaşayan örnekleri olduğunu muhakkak görürüz. Bu yüzden okunması gereken klasikler arasındadır Austen kitapları... Bir gün İngiltere'nin Bath şehrinde onun anısına kurulan sanat merkezi ve müzede Austen araştırmaları ve etkinliklerine interaktif olarak katılmak, hayatımda yapmayı arzuladığım en büyük hayallerimden biridir Ayrıca benim de çevremde tanıdığım veya akraba olma talihsizliğine uğradığım Austen karakterleri var. Onlarla karşılaşınca Mr. Bennet 'in "Komşularımız olmasaydı, hayat çekilmez olurdu. Ahmaklar olmasaydı, gülüp eğlenecek mevzu bulamazdık Elizacığım" sözlerini gülümseyerek hatırlarım.
Serpil Ağ okurunun profil resmi
Kesinlikle haklısınız, Hatice Hanım. Bence de Jane Austen muhteşem bir yazar. Betimlediği kahramanların kişilik analizleri, birebir gerçek hayatta yaşayan insanlarla örtüşmekte. Ne bir fazla, ne bir eksik. Bakıyorsunuz roman da okuduğunuz, kurgu olduğundan emin olduğunuz, bir karakter yanı başınızda " Hey! Ben buradayım. " dercesine karşınıza çıkmakta. Kitaplarını küçümseyenlere gelince, her zaman " Sizler Jane Auste 'ni anlayacak ve kitaplarını yargılayacak yetkinliğe sahip değilsiniz. " derim. Jane Austen'i anlamak zordur. Özellikle vermek isteği mesajı karşı tarafı rencide etmeden, ince ince dokundurarak okura aksettirmesi harika. Benim en çok karakterleri vasıtasıyla nüktedanlığını konuşturması çok hoşuma gidiyor. Ama ben yine de özellikle en yakın çevremde, bu tür şahsiyetlerin olmasını istemezdim. Çünkü haddinden fazla yıpratıcı oluyorlar. Ben de mükemmel bir insan değilim benim de hatalarım, yanlışlarım mutlaka vardır ve olacaktır da ama en azından haddimi bilecek, pervasız davranışlar sergilemeyecek kadar kendimden eminim. İnsandır hata yapar ama ısrarla bir hatayı sürdürmek bence ahmaklıktır. Sevgiyle kalın...
1 sonraki yanıtı göster
K. okurunun profil resmi
Siz çok dolmuşsunuz Serpil Hanım, kitaptaki o deli teyze sizi nasıl etkilediyse incelemeyi ona yapmışsınız :) :) Ben de okurken epey çıldırmıştım, olmaz olsun bazı şeyler! :)
Serpil Ağ okurunun profil resmi
Kübra Hanım, Miss Ward'a tepkisiz kalmak, sinirlenmemek elde mi! Kız kardeşinin statüsü ve malıyla ahkâm kesmek bir de bilinçli olarak her şeyi ben bilirim gibi, sarsılmaz bir egoyla bilgiçlik taslamak. Bir de abla Miss Ward gibi, bir mizaca sahip bir şahısla en yakın çevrenizde, hatta özel aile toplantılarında aynı havayı teneffüs etmek ve yüz yüze bakmak zorunda kaldığınızı tahayyül edin, o zaman belki ne hissettiğimi anlayabilirsiniz. İnanın ki çıldırmamak elde değil! Gerçek hayatta tahammül sınırlarımı haddinden fazla zorlayan bir şahıs, kurgu da karşıma çıkınca kendimi durduramadım. Kendi kendime " Gerçek hayatta sabrediyorsun Serpil Hanım, bari kurgu da içindekileri yazıya dök! " dedim. Ve bende hislerimi bir nebze dahi olsa, aktarmaya çalıştım. Keşke insanlar başkalarının zenginliğiyle kendisine pay çıkarmasa ama maalesef dünya döndükçe bu zihniyete sahip insanlar, hep var ve var da olacaklar. Sevgiyle kalın...
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.