Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.36.38
Gönderi
Romanımızın baş kahramanı Fanny Price dir. Fanny yoksul bir ailenin çoklu çocuklarından biridir. Fanny ailesi tarafından, varlıklı, teyze ve eniştesi; Bertramlar'ın Mansfield Parkda ki, kır evine gönderilir. Fanny teyzesinin yanına geldiğinde on yaşındadır. Burada farklı bir yaşam fanny’i beklemektedir. Teyzesi, zengin Sir Thomas Bertam ile yaptığı evlilikle, rahat bir hayat yaşama, şansını yakalamıştır. Teyzenin iki kız ve iki erkek çocuğu vardır. İlk günlerde aynı yaş gurubunda olan kız kuzenleri Maria ve Julya fannye çok da iyi davranmazlar. Kendileri gibi eğitim olanakları bulunmayan, Fany’in bilgisiz oluşu ile dalga geçerler. Fanny’e soğuk davranan bir diğer kişide Mrs Norris’dir. Fanny’in diğer teyzesi olan Mr Norris, işgüzar, içten pazarlıklı sevimsiz biridir. Erkek kuzeni Edmund’sa fanney’e her konuda yardım ederek, destek olur. Çok iyi arkadaş ve dost olurlar. Zamanla gelişen bu arkadaşlık, Fanny’i Edmun’da yakınlaştırır. Edmun’da kararsız kaldığı zamanlarda Fanny’e akıl tanışır. Edmund Fanny’in kendisine karşı hissettiği aşktan habersizdir. Edmund’sa Mary Crawford isimli genç bir kıza aşıktır.
Fanny onsekiz yaşlarında geldiğinde, kendi evine, ailesinin yanına bir süreliğine geri döner. Kendi ailesinin yanında mutlu olmadığını, olamayacağını, anlar. O kendi evi olarak teyzesinin yanını görür. Biran önce Mansfıeld Parka geri dönmek ister.
Her şeye karşın Mansfıeld Park’da yaşadığı eve ve burada yaşayan insanlara alıştığını ve onları özlediğini hisseder. Edmund bir süre sonra Fanny ve kız kardeşini alarak , Mansfıeld Park’a dönerler.
Mansfıeld Park’da herkes çok üzgündür. Daha evvel, Fanny’e evlenme teklifi eden, Henry Crawford, Edmund’un evli , kız kardeşi Maria ile birlikte kaçmıştır. Fanny ise, her şeye rağmen, buraya dönmenin, Edmund’u görmenin sevinciyle oldukça mutludur. Sanırım herkesin neşesi de, kederi de kendisine.
Fanny artık buradaki insanlar için vazgeçilmezdir. O sessiz ve içine kapanık kız, kendine güvenen, güzel davranışlar sergileyen, kararlı ve sevimli bir genç kıza dönüşmüştür. Çevresince sevilen ve aranılan biridir.
Jane Austen’a ait okuduğum ilk roman oldu, Mansfield Park. Dili, anlatımı oldukça sade ve doğal. Abartısız ve sakin anlatım romanı daha da gerçekçi kılmış. Rahat okunurluğu, sıkmayan akıcı dili ve Nihal YEĞİNOBALI’nın mükemmel çevirisiyle orijinalıni aratmayacak bir okuma olduğunu düşünüyorum. Yaşadığı dönemdeki insanların duygu ve düşüncelerini yansıtmakta oldukça başarılı. Varlıklı ve yoksul ailelerin yaşama koşulları çok net anlatılmış.
Fanny’in kendi yoksul evine döndüğünde ki yaşadığı duygular şaşırtıcı ve ilgi çekici geldi bana. Kendi evinde isteksiz kalmasının nedeni, sanırım Edmunda karşı hissettiği sevgiydi.
Okuduğum bu roman beni alıp çocukluğuma götürdü. Fanny’in yaşadığına benzer bir durumu çocukluğumda kızkardeşim ve ben yaşamıştık. Biraz farklı fakat aynı nedenlerden dolayı kız kardeşim, İstanbul’da yalıda oturan varlıklı teyzemizin yanına gönderildi. Dört beş yıl kaldığını hatırlıyorum. Nerdeyse romanın sonuna benzer olayı yaşayacakmışız, kız kardeşim teyzemin oğluna karşı aynı duyguları besleseymiş.
Aynı yıllarda bende İstanbul’da yaşayan, halamın yanına gönderilmiştim. Misafir olarak mı yoksa kalıcı olarak mı gönderildiğimi çok da net hatırlamıyorum. Halamın benim yaşımda bir kızı ve bizden büyük bir abisi vardı. Eniştem öğretmendi cana yakın ve oldukça sevimli bir insandı. Halam ise beni seviyor ve benimle ilgileniyordu. Her şeye rağmen ben yinede kendi evimi, kendi ailemi annemi arıyordum. Bir gün ziyaretimize gelen, abimi gördüğümde dünyalar benim olmuştu. Saatlerce ağlamıştım. Abime beni evimize götürmesi için yalvarmıştım. O da benim yalvarmalarıma dayanamamış, evimize birlikte dönmüştük.
Kardeşimde bende, evimize döndüğümüzde fanny gibi teyzelerimizin yanına tekrar gitmeyi hiç istemedik. Yoksulda olsa, bir sürü ihtiyaçlarımız karşılanmamış da olsa kendi evimizin, annemizin ve kardeşlerimizle birlikte olmak gibi, insana huzur veren, kendini iyi hissettiren, bir başka duygu olacağını, doğrusu düşünemiyorum.
Jane Austen (16 Aralık 1775 - 18 Temmuz İngiltere‘nin Hampshire kentinde, bir manastır evinde dünyaya gelir. Köy papazı George Austen ile Cassandra (née Leigh) Austen çiftinin yedinci çocuğudur. 25 yaşına kadar hayatını Hampshire’de sürdürür.
Genellikle evde ders alan yazarın eğitim hayatı yaşadığı dönemin kadınlarına göre oldukça üst düzeydedir. 1783 yılında Oxford ve Southampton‘da, daha sonra kilise evine dahil olan, bayanların katıldığı bir okulda eğitimine devam eder.
Roman yazmaya 1789'da başlar, 1802'de Mr. Wisley isimli kişiden evlenme teklifi alır fakat kabul etmez. Mr Wisley ile yaşadığı ilişki Aşkın Kitabı (Becoming Jane) adlı filmede konu olur.
Babasını kaybettikten sonra, zengin kardeşinin yanına taşınır. Bu ev günümüzde müze olarak turistlerin ilgi odağıdır. Jane Austen ve kızkardeşi Cassandra, hayatları boyunca evlenmezler.
Jane Austen, dünyanın en ünlü yazarları arasındadır. Yaşadığı dönem insanlarının yaşayış biçimini, sosyal durumlarına göre düşüncelerini, kültürlerini, zevklerini, sade bir dille olduğu gibi yansıtır. Okuyucuya Roman kahramanlarının ruhsal hallerini, başarılı tahlileri ile hissettirirken, muhteşem tasvirleriyle de yaşanan olayları adeta canlandır. Jane roman karakterlerinin eksik yönlerini, kusurlarını, esprili bir dille, mizahi bir şekilde anlatır. Karakterler ya çok iyi ya da çok kötü değildir. Romanın kahramanı da olsa gözlerde büyütmeden eksik ve güzel yönleriyle okuyucuya tanıdır. Yaşadığı dönem insanının özelliklerini, para hırsını, onların heyecan ve üzüntülerini çok iyi karakterize eden bir yazar .
Romanlarının baş kahramanları kadındır. Romanlarının sonu hep mutlu bir evlilikle sona erer. Dünya klasikleri arasında yer alan romanları, günümüzde oldukça ilgi toplar. Jane İnsanların zaaflarını esprili bir anlayış ve zarif bir mizahla eserlerinde işler.
Romanları , Sağduyu ve Duyarlılık (1811),
Gurur ve Önyargı (1813), Mansfield Parkı (1814) ve Emma (1816)
Northanger Manastırı ve İkna romanlarının her ikisi de Austen'in ölümünden sonra 1818'de basılır.
·
2.083 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.