Bence geçmişini bilmeden geleceğini yazmak kadar zor bir şey yoktur. Biliyorum yoruma çok hızlı giriş yaptım ama bu kitap bana çok şey hissettirdi. Altını çizmeye kıyamadım. Bende sayfa aralarına biraz tebessüm biraz gözyaşı bıraktım. Aynı cümleleri okurken aynı duyguları hisseder miyiz? Tabi ki bilemiyorum. Ama okurken neden bu kadar etkilendiğimi anlamanız için empati kurarak okumanızı öneriyorum. O zaman bir soru ile devam edelim. Sahaf gezmeyi yani ikinci el kitap temin etmeyi sever misiniz? Bu soruyu önce kendim cevaplamak istiyorum. Daha sonra tabi ki sizlerin cevaplarını da okuyacağım. Ben çok severim. Çünkü her kitapta bir yaşanmışlık vardır. Nadir de olsa o kitapta not olduğunu görmek beni bambaşka zamana götürür. Yıllar yıllar önce X kişisi bu kitabı okumuş ve içine bir şeyler yazmıştır. Bende o notun altına bir şeyler karalarım ki yıllar sonra benimde okuduğum belli olsun. "Aman Gizem çok konuştun " diyorsanız yanılıyorsunuz. Daha başlamadım. Kesin yorumumda sığmayacak. Gerisini siz düşünün Yirmi iki yaşındaki Ada sahaflarda bulduğu kitapların arasında kaybolmayı hatta kaybolduğu yaşanmışlıkların peşine düşmeyi seviyor. Bir gün öyle bir mektup ile karşılaşıyor ki kendi hayatı ile yüzleşmek zorunda kalıyor. Yetmiyor hayatında ilk defa tattığı bir duyguyu da bu durumla harmanlıyor. Hayatı derinden etkileniyor tabi okuyucuyu da etkiliyor. Kendinizi " Ada'nın yerinde olsam ne yapardım?" diye düşünmekten alamıyorsunuz. Sahi ben olsam ne yapardım? Hayatın bana yarattığı yalnızlık rolünden kesinlikle sıyrılmaya çalışırdım. Kabul ediyorum. Şu an yaptığım gibi en çok kitaplara sığınırdım. Çünkü kurgu da olsa kitapların dünyasında kaybolmayı ve farklı hayatlar yaşamayı seviyorum. Çünkü benim için her karakter farklı bir ruha bürünmek gibi... Mesela dün Franchise Davası' na bakan bir avukatken bugün yirmi iki yaşında hayata umutlarla bağlanmaya çalışan Ada'yım. Zaten okurken karakterin ruhuna büründüğüm için bu kadar etkileniyorum. Okuduğum an dünya duruyor. Hani yoruma başlarken geçmişini bilmeden geleceğini yazmaktan bahsettim ya işte Ada geçmişini bilmiyor. Geleceğini şekillendirmeye çalışırken de geçmiş yakasına yapışıyor. Çünkü geçmişin üstünü örtmeye çalışsakta geçmişten kopamıyoruz. Bizi var ediyor. Acaba Ada'nın geçmişinde neler oldu? Geçmişin sır perdesi ne zaman aralanacak? Peki aşk kapısına dayanacak mı? Ya mektuplar? Mektuplar ona rehberlik edecek mi? Ha bir de beni heyecanlandıran "İsimsiz ressam" var. İsimsiz ressam da kim? Ne çok soru sordum. Hepsi ve çok daha fazlası bu kitabın sayfaları arasında saklı. Mutlaka okuyun hatta devam kitabını da okuyun. Zaten okumaya başlayınca su gibi akıp yolunu buluyor. Bir bakmışsınız kitapta bitmiş ve siz ikinci kitaba başlamışsınız. Umudunuzu asla kaybetmemeniz dileğiyle... Hayata dikenlerine rağmen sımsıkı tutunun. Çünkü bu hayatın kahramanı sizsiniz

İkinci El UmutlarFigen Şahin · Epsilon Yayınevi · 201891 okunma

·

122 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

Gizem Kısacıklar