Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

140 syf.
6/10 puan verdi
·
Beğendi
·
4 günde okudu
Namık Kemal'den okuduğum ikinci bir eser daha! Söze şöyle başlamak isterim; kitabı kısmen beğendim, kısmen de beğenemedim. Öncelikle bu eleştirisel kitaptaki iktidara karşı olan karışık görüşler ve gerçekten de tarafsız bir şekilde siyasetin, iktidarın, yönetilmenin anlatımı gayet hoşuma gitti. Çıkar ilişkisinin çok insanı sıkmadan ama vurgulanması gerektiği yerde de gayet etkili ve açık bir şekilde anlatılması da güzeldi. Ve özellikle de akraba ilişkilerini gerçek yüzüyle anlatmasını çok sevdim. Yani esere bu yönden bakacak olursam, beğendim. Aslında bir tiyatro eseri olmasına rağmen sergilemekten çok okunmak amacıyla yazılmış bu kitap. Yazar bu eseri böyle yazarak da aslında kendine öz bir teknik oluşturmuş, betimlemeyi daha da kuvvetlendirmiş diyebilirim. Beş perdelik bu tiyatro eserinde, her bir mecliste, okuduğum diyalogları, cümleleri kafamda kalmamakla adeta gözümün önünde canlandırdım. Okuduğum yeri tiyatro salonuna çevirdim ve hem okudum hem de izledim. Bu yönüyle kitap bana çok keyif verdi. Sadece okurken bazen, kişileri karıştırdım ki aslında çok da fazla kişi yoktu. Fakat bu tamamen benden kaynaklanıyor çünkü tiyatro eseri okumaya maalesef ki alışamadım. Bu arada kitabın konusu; küçük bir yerde geçen iktidar meselesinin dallanıp budaklanıp, aileye, akrabalığa ve aşka sıçraması diyebilirim. Kısacası akrabalar içinde geçen taht kavgasının bir değişiği. Eserde sevemediğim özelliklere gelecek olursak da şunu söyleyebilirim ki eserin baş karakterlerinin eserin sonunda hafif kalması. Ve eserin isminin çok da eseri çağırıştırmaması da var tabi (aslında yazar, Namık Kemal, bir ters köşe yapmış olabilir ya da ismi basit tutmak ve dikkati tamamen konuya çekmek istemiş de olabilir). Şöyle ki ben, eserin sonunda daha acıklı bir şey bekliyordum. Mesela, çok klişe ama aynı zamanda da akıllara kazınan bir aşk hikayesi, bir ayrılma nedeni falan. Fakat onun yerine ismi eserde çok da geçemeyen ve diğer karakterlere nazaran çok da baskın olmayan Gülnihal çok abes bir şekilde öldü. Açıkçası, bana göre, sonu daha çarpıcı bitebilirdi. Bir de ben, Gülnihal'in sadece orada olmak için olan bir karakter olduğunu düşünüyorum. Mesela Paşo Hanım da öyle. Ve İsmet eserin başından sona o kadar hasta, o kadar zavallı anlatıldı ki o ölecek sanmıştım. İtiraf etmeliyim, daha mantıklı olurdu gibime geliyor. Eserdeki bazı yargıları da çok katı ve saçma buldum fakat bunlar doğru bulduğum yargıları geçmediği için sorun etmedim. Namık Kemal'in keisnlikle okunması gereken bir eseri midir, orası tartışılır. Fakat ben, iktidar meselesinin ne kadar absürt ve yönetmek, hükmetmek arzusunun ne kadar gereksiz olduğunu düşündüğüm için (bakın, bana göre diyorum.) ve bunun etraflıca bir eleştirilnesini savunduğum için okunmalı diyorum. Sonuçta ne kadar araya aşk ve fedakârlık ya da akraba ilişkileri girse de yine de asıl konusun iktidar olduğunu düşünüyorum. Ve alt konuları da, bahsi geçilen meseleler de hiç fena değil doğrusu. Okurken düşünmenizi sağlıyor, boş bir eser değil. Farklı düşünceleriniz varsa saygı çerçevesi içinde tartışabiliriz.
Gülnihal
GülnihalNamık Kemal · Karbon Kitaplar · 20191,852 okunma
·
391 görüntüleme
tetoalmk okurunun profil resmi
Benim için özel bir kitap okuduğum ilk romandır. 20 sene olmuş. Güzel bir yazı olmuş teşekkürler :)
Duygu Ergün okurunun profil resmi
İncelemeyi beğenmenize sevindim. Yer yer sinir etse de güzel bir roman gerçekten.
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.