Bir adam, bir gün bu eski kaleye rastladı.
Bir zamanlar okuduğu kitap gibiydi…
Başını kaldırdı ve genç kadını gördü.
Ve işte genç kadının söyledikleri:
’Benim adım Matmazel Siyah,
Gördüğün gibi…
Ne gülümsüyorum, ne kahkaha atıyorum, ne de yaşıyorum.'
Ve tüm söylediği buydu.
Adam o kadar korkmuştu ki sadece kaçtı.
Kasabaya koştu ve şöyle dedi:
’Az önce uzun siyah saçlı bir kadın gördüm
Ve bence o yaşayan bir ölü!'
Çok korkan insanlar, silahlarını ve kılıçlarını aldı.
Kuleye koştular ve sonra
Soluk tenli kadını gördüler ve büyük bir korku hissettiler.
Tekrar söylediğini duyduklarında:
’Benim adım Matmazel Siyah,
Gördüğün gibi…
Ne gülümsüyorum, ne kahkaha atıyorum, ne de yaşıyorum.'
Ve tüm söylediği buydu.
İnsanlar onun ne olduğunu biliyorlardı.
O kesinlikle cehennemden gelen bir iblisti.
Uzun saçlarını ateşe vermeye karar verdiler.
Sonunda ateş onu da yakardı.
Ama kadın iblis değildi, o yalnız bir ruhtu.
Tıpkı bir zamanlar okudukları kitaptaki gibi.
Saçları yanarken hâlâ prensini bekliyordu.
Son kez şöyle dedi:
’Benim adım Matmazel Siyah,
Gördüğün gibi…
Ne gülümsüyorum, ne kahkaha atıyorum, ne de yaşıyorum.'
Ve tüm söylediği buydu…"
Mademoiselle Noir (Matmazel Siyah)
Farklı bir dil, lezzet.. Kesinlikle tavsiye ediyorum