Öykü kitaplarıyla genelde aramda mesafe vardır. Olay örgüsü bölündüğü zaman sanki ben de kopuş yaşıyor gibi olurum çoğu zaman bu nedenle öykülerle de pek aram olmadığı söylenebilir. Fakat bu kitap tüm önyargılarımı değiştiren bir kitap oldu. İçinde bana dair ve insanlığa dair birçok hikaye okudum. Bazen duygulandım, bazen heyecanlandım ve bazen insan olmanın garipliği içinde gidip geldim. Sanırsam en beğendiğim öykü kitaplarından biri olabilir. Bu nedenle çok beğendiğimi belirtmek için bu yazıyı tarihe bir not düşme gayesiyle yazıyorum. Herhangi bir sanat kaygısı gütmeden tamamen objektif bir şekilde yazıyorum bu yorumu. İçinde tam yirmi iki tane hikaye bulunuyor. Kitap 191 sayfalık bir kitap. Oldukça kısa ve hızlı okunan bir kitap. Ama bu kısalık da derinlik yokmuş gibi düşünmemek gerek. Kısa ve öz anlatımla yazar birçok konuyu derinlemesine işlemiş. Öyle kısa yazayım da kitap olsun dememiş. Belli ki bu öyküleri ve öykülerde geçen olayları kendine dert edinmiş Buzzati. İçinde kendime dair o kadar fazla şey buldum ki... Beğendiğim birkaç sözü de aşağıda yazacağım. Fakat içinde beni fazlasıyla sarsan üç tane öykü oldu. Birincisi Yedi Kat, ikincisi Tanrı'yı Gören Köpek. Üçüncüsü ise Yedi Ulak. Kitap adını içindeki bir öyküden alıyor. Tanrı bir köpek edinmese bile köpeklerin sadıkane davranışları ve kimi zaman en iyi dost olmaları çok iyi anlatılmış. Buzzati öykülerinin birçoğunda Tanrı formunu işlemiş. Bunu bazen uzaylılara anlatmış, bazen köpek metaforu üzerinden, bazen pelerinden bile anlatabilmiş. O yüzden teolojik etkilerde taşıdığı aşikar ama kaygı gütmeden özgürce yazılmış bir Tanrı var bu kitapta. Bu benim ilgimi cezbeden en önemli etkenlerden biriydi.

Tanrı'yı Gören KöpekDino Buzzati · Can Yayınları · 20161,545 okunma

·

187 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

Fatih İlaslan