Kitaptan beklentim neydi bilmiyorum ve açıkçası beğenmeyeceğimden korkuyordym ama çok keyifle okudum. Aşırı akıcı bir kitaptı, hiç elimden bırakmak istemedim. Okumaya başlamadan önce ön yargılarım vardı, örneğin Prens Maxon'un kaba saba ve sinirli bir karatker olmasını beklemiştim ama tam tersi çıktı. Ayrıca favori karakterim oldu. Olaylar hakkında kimsenin dinlemediğini teorileri olan ve durmadan fotoğraf çeken yumuş yumuş bir adam?? EVET LÜTFEN Beğendiğim bir diğer şey çok kolay bir şekilde "diğer kızlar gibi değilim" rotasına girebilecekken ana karakterin daha normal tutulmuş olması. America'nın diğerleri gibi olmadığını öne sürdüğü, ya da bunun yazar tarafından söylenip durduğu anlar olmadı değil kesinlikle vardı ama okuduğum/izlediğim diğer şeyler kadar aşırı ya da rahatsız edici değillerdi diye düşündüm okurken. Karakter olarak ise America' yı cidden çok sevdim, özellikle sarayda geçirdiği zamanlarda harika biriydi ve yüzde yüz inanıyorum kızlar arasında kraliçe olabilecek tek kişi o. Yaptığı küçük davranışlarla, hizmetçilerine verdiği önem olsun, halkın durumunu bilmesi ve onlarla bağ kurmak için çabalaması olsun, bunu çok iyi gösteriyor. Sevmediğim tek şey ise aşk üçgeni... Okumaktan en haz etmediğim şey. Kitabın başında Aspen'i çok sevmiştim çünkü çok aşıklardı, okuması çok keyifliydi bu aşkı. Ama beyefendi saçma sapan bir gurur ile ayrıldı?? America'nın kesinlikle Maxon ile birlikte olmasını istiyorum, hatta öyle olacağını da tahmin ediyorum ama aklında Aspen'in hala bir seçenek olarak bulunması hATTA VE HATTA İKİSİNİ BİR ARADA GÖTÜRÜYOR OLMASI beni çok kızdırıyor öyle böyle değil. Sırf bu nedenden ikinci kitap birinci kadar keyif vermeyecek gibi hissediyorum ama göreceğiz, umarım yine yanılırım

Beni SeçKiera Cass · Dex Yayınevi · 20131,271 okunma

·

1.321 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.