Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

544 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
İsabel Allende - RUHLAR EVİ Not: Spoiler içerir fakat okumaya engel bir bilgi de vermiyorum. Bence... İsabel Allende Ruhlar evi romanıyla - giriş düzeyinde - tanıdığım muhteşem bir yazar. 50 sayfalık hikaye için 350 sayfalık olağanüstü ince, olağanüstü derin bir giriş yazmış. Evet, Şili askeri darbesini elli, altmış sayfada anlatıyor fakat darbe fikrini ilk ortaya atan Esteban Trueban'ı, darbede öldürülüp cesedi dinamitle havaya uçurulan Esteban'ın oğlu doktor Jaime'yi, evinden alınıp bir ay işkence edilen Esteban'ın torunu Alba'yı ve diğer kahramanları tanımak için üçyüzelli sayfa gerekiyor. Her hikaye başka hikayelerin olası sonuçlarıdır, bilirsiniz. Tıpkı bir bahçenin küçük bir tohumda gizli olması gibi. O tohumda gizli olağanüstü bahçeyi görebilmek nasıl bahçıvanın işiyse, üç kuşak önceki hikaye parçalarından yola çıkarak Şili'deki insanlık dışı askeri darbeyi görüp ona kahramanlarının acıları, ölümleri, sürgünleri üzerinden tanıklık yapmak da ancak İsabel Allende gibi sıradışı bir yazarın işidir. Allende soyadını tanımış olacaksınız. Latin Amerika'da serbest seçimle iktidara gelen ilk Marksist Devlet başkanının soyadı. (Salvador Allende, askeri darbeyle devrilmiş ve cunta tarafından "intihar ettiği" ilan edilmiştir.) İsabel Allende, cunta tarafından devrilen Salvador Allende'in yeğenidir. Amcasının ölümünden sonra sürgüne gönderilmiştir. Ruhlar Evi'nde İsabel Allende, üç kuşağın hikayesini çok dokunaklı ve dolu dolu olarak verir. Hikayedeki herşeyin konuştuğunu sanırsınız. Sanmaktan da öte evler, tarlalar, köylüler, onların sakalları, bıyıkları, üstlerinden akan yoksullukları, molozlar, küskünlükler... Kısacası herşey konuşur. Elbette yeri geldiğinde silahlar da konuşur ve her zamanki gibi tarih kanla yazılır. Şili darbesi çok sayıda insanın ölümüne ve işkence görmesine neden olur. Hikayenin üç kadın kahramanı, Clara, Blanca ve Alba... Büyükanne, anne, torun... Üç ad da duru ve beyaz anlamında... Aşıklar, Pedro Tercero ve Miguel sıkı devrimcidirler. Büyükbaba, senatör ve büyük patron Esteban Trueban'a rağmen ailede hiçkimse sağcı değildir ve herkesin hayatı başka başka yollardan Esteban Trueban'ın tam tersidir. Trueban'ın hiçbir ideali hiçbir oğlunda, kızında veya torununda yaşamaz. Oğullarını sık sık aşağılar. Ama kendi çizgisine çekemez. Kızına sık sık onun mirasına konmayı haketmediğini söyleyerek onu kendince cezalandırır. Blanca görünür bir yoksulluğun içinde yaşamasına rağmen Esteban Trueban'dan hiçbirşey istememeyi başarır. Bir çift çorap alacak parası yoktur ama Esteban'dan tek kuruş istemez. Hiçbir zaman! Darbeden sonra Blanca, Pedro Tercero ile kaçmaya karar verirken kızları Alba ile sevgilisi Miguel kalıp mücadele etmeye kararlıdırlar. Her romanda kötü biri olur. Bu romanın kötüsü, karısının da, kızının da, torununun da, ülkesinin de hayatını mahfeden Esteban Trueban'dır. Önce patron, sonra zengin, daha sonra senatör. Ülkeyi cuntaya teslim eden başlıca aktörlerdendir. Oysa ki cuntanın tasarladığı kötülük sağcı politikacıların dahi hafsalasına sığmayacak denli büyüktür. Esteban Trueban da bütün ömrünce sağ ve muhafazakar olmasına rağmen ömrünün sonunda kızı Blanca ile sevgilisi Pedro Tercero'un yurdışına kaçışına yardım etmiş ve onlara düzenli para yardımı yapmıştır. Torunu Alba'yı cuntanın elinden kişisel ilişkilerini kullanarak kurtarmış fakat Alba'nın bir ay boyunca işkence görmesine, tecavüze uğramasına engel olamamıştır. Dolayısıyla kötülük Esteban'ın da yakınlarını vurmuş ve "Marksist yalanlar" diyerek görmekten kaçındığı açlık ve yoksulluğu ömrünün sonunda görmek zorunda kalmıştır. Öldüğünde yaptığı kötülükleri kendine izah edebilmiş midir? Sanmıyorum. Bir sağcı olarak ölmüştür fakat solun ülkeyi mahvedeceğini düşündüğü için darbeye destek vermiş ve solun asla başaramayacağı kadar askeri cunta ve onun sağ destekçileri ülkeyi beter etmiştir.
Ruhlar Evi
Ruhlar EviIsabel Allende · Can Yayınları · 20181,125 okunma
·
876 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.