Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

85 syf.
4/10 puan verdi
·
15 saatte okudu
Şair ve düşünür bir hükümdar: Kadı Burhaneddin
Büyük beklentilerle başladığım bu kitap, maalesef beni hüsrana uğrattı. Kadı Burhaneddin'i geçen yıl tarih dersinde yalnızca ismen duymuştum ve sahafta onun ismini görür görmez bu minicik kitabı alıverdim. Almasaydım bir şey kaybetmezmişim. Kadı Burhaneddin Devleti. Moğollar'ın işgalinden sonra, ASD'nin yıkılışının ardından Anadolu'da kurulan küçük çaplı devletlerden biri. Kitaptan zevk ve mey âlemleri dışında öğrenebildiğim tek şey ise Kadı Burhaneddin'in dehası ve onca düşmana rağmen devletini ayakta tutmanın yollarını araması. Dediğim gibi, kitapta Kadı Burhaneddin'in neredeyse her akşam dostlarını toplayıp tas tas şarap eşliğinde "şiir ve ilim" sohbetleri yaptığı anlatılıyor. Şehir şehir gezip, şaraphane şaraphane dolaşıp, raks ve içki alemlerinde kafayı bulup, şair diye ortalıkta dolaşan bir "kadı" resmedilmiş. Ve öyle bir "dindar" portresi çizilmiş ki aklınız hayaliniz şaşar. Ben tarihteki bu büyük sultanın böyle şeyler yapabileceğine ihtimal vermiyorum. Tıpkı Melikşah'ın, Alaaddin Muhammed'in ve nice önemli şahsiyetin içki meclislerinde vaktini ve bedenini öldürüp İslam dışı bir hayat sürdüklerine inanmadığım gibi. Şimdi kitaptan alıntılar eşliğinde kısa bir bilgi vereyim: Kadı Burhaneddin 14. yüzyılda yaşamış şair, düşünür ve hükümdar. Yıl 1345, 9 Ocak günü, Kayseri'de Sultansazlığı Çiftliği'nde doğmuştur. Asıl adı Burhaneddin Ahmed'dir. Annesiz, dadılarla büyüyen Ahmed'in babası onun her alanda eksiksiz yetişmesi için elinden gelen her şeyi yapar. Onun ailesi Kayseri'nin en köklü ailelerinden biridir. Maddi, manevi her alanda güç sahibidirler. Tüm ülke yöneticileriyle, sultanlarıyla yakın ilişkiler içinde olmuşlardır. Burhaneddin Ahmed, gencecik, pırıl pırıl eksiksiz bir insandır. Hayat boyu, ailesinden ve hocalarından gördüğü insanlık dünyasında benzersiz yerini almaya ve onu korumaya kararlı bir genç. Binlerce dönümlük, üç yüz ailenin yaşadığı bu çiftlikte herkes memnundu yaşamından. Hakça ve insanca yaşam bir töre olmuştu. Ülke yönetiminin huzursuzlukları Sultansazlığı Çiftliği'nden içeriye giremiyordu kolay kolay. Yüzlerce at ahırları, demirhaneleri, çeşit çeşit besinler, süt, yoğurt ve reçeller bulunurdu bu çiftlikte. Çiftlik, Kayseri'nin ileri gelenlerinin tepkisini çekiyordu. İrili, ufaklı birçok çiftlik ağası sevmiyordu, karşıydılar Sultansazlığı insanlarına. Sömürü ve ağalık düzeniydi onlar için önemli olan. Bu düzen, 13.yy'ın başından beri kuşaklar boyu olumsuzluğunu koruyarak sürdürüyordu. Kayseri kadısı Burhaneddin Ahmed görevine 1365 yılında başlamıştır. Dürüstçe yönetimi onu sevmeyenler arasında huzursuzluk çıkarmış, hapse atılmıştır. Birkaç yıl hapis hayatı yaşadıktan sonra serbest bırakılmış ve vazifesine iade edilmiştir. O sırada Sivas ve Kayseri'de hüküm süren Eretna Devleti, kötü yönetim yüzünden yıkılmanın eşiğine gelmiş ve başa geçen iki hükümdar, vezirlerin suikasti sonucu öldürülmüştür. (Bu olaylar yaşanırken Burhaneddin vezirlik makamına getirilmiş, devlet işlerinde söz sahibi olmaya başlamıştır.) Hal böyle olunca dostları ve onu sevip sayan halk, Kadı Burhaneddin'e sultanlık makamına el koyup devletin başına geçmesi için baskı yapar olmuş, Burhaneddin'i iki koldan sıkıştırmışlardır. Burhaneddin kılıç yoluyla tahta el koymuş ve yönetime çıkmıştır. Tahta çıktığı anda onun farkı hissedilmiş, kısa sürede idari/sosyal/ekonomi/mimari alanlarında başarıya ulaşmıştır. Fetihler kazanmış, topraklarını genişletmiştir. Ordusuna güvenip bir adamın ardına düşmesi ve bu adamın kurnazlığına yenilmesi nihayetinde esir düşmüş, halkının karşısında kellesi gövdesini götürmüştür. Birkaç Kadı Burhaneddin beyitiyle bitireyim incelememi: Susamışsam n'ola ben görmeğe didârınızı? Susadım şol yüze ki dide-i devran teşne. (Tüm insanlığın görmeye susadığı yüzünü ben görmeyi istemişsem bunda ne var ki?) ... Dide merdümlük kıluban dökdi ayağına dür, Buncılayın göz irer yirde begüm insan kanı? (Gören göz insanlık adına serdi incilerini ayaklar altına, Beyim söyler misin, o gören gözü gören insan nerede?) ... Ârif oldur ki bulınmaz yar katında özini, Işk bir bâzârdur ki anda satmaz özini. (Erdemli insanlar dostluk ve sevginin yaşandığı ortamlarda Kişiliğin değerinden söz etmezler)
'Kadı Burhaneddin' 14. Yüzyılda Bir Türk Dehası
'Kadı Burhaneddin' 14. Yüzyılda Bir Türk DehasıKemal Demirel · Epsilon Yayınları · 200613 okunma
·
445 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.