Spinoza okumaya başlamadan önce, "kessin çok sıkıcı ama bir şekilde bunun üstesinden geleceğim" dedim...Şimdi fikir dünyamı, Spinoza öncesi ve sonrası olarak ayıracak kadar netim. Susan Sontag'ın Bilinç Tene Kuşanınca için de şöyle bir fikrim vardı: "Kessin yorumlarda abartıyorlar, bir günlük sonuçta nasıl bu kadar yüksek puanlanır...allasen" diye başladım, şimdi bir numaralı ikonum oldu çıktı. Hemen kütüphanede -Yangında 'kendinden bile' önce bunu kurtar- reyonuna kaldırdım hatta elimin altında olmasına özen gösterdim çünkü döne döne tekrar okuyacağım. Aşkımız burada bitemez Susan... Kitap, dediğim gibi bir günlük. Fakat bildiğiniz düşünceler resmi geçidi. Bu düşünceler, alabildiğine saf, hesapsız, kendiliğinden ki, samimiyeti göz dolduran cinsten. Hiç bir yere saklanma ihtiyacı duymayan fikirlerin sağanağı adeta. Acı çeken, kanserle uğraşan, düşünen, derin fikirlere sahip, çocukluğu sorunlu bir aydın kadının karanlığa isyanı. İçinde ne varsa, dışarıda da o var. Her şey ama her şey. Cinsel hayatı, annesi ile uyumsuzluğu, kavgaları, kızı ile iletişim krizleri, film, fotoğraf, dinler, Vietnam karşıtlığının üzerinde bıraktığı iz...burada saymakla bitiremem. Tabi hepsi birbirinden kopuk, bölük pörçük ama Susan Sontag bu işte dedirten bir bütünlük içinde. Hepsinin içine isyan katılmış. Acılı. Sürprizli. Mutsuz. Sorgulayıcı. Bu aykırı bakışı, sanki kamera arkası görüntülerinden seyrediyorsunuz. Tüm bu lanet, düşünceleri ile sihirlendirmiş bir kadının cümleleri ile birleşince, günlük olarak, okumaya doyamayacağınız, sizi içine alan, kendinizden hiç bir şey bulmasanız bile benliğinizin karanlık parçasının tıpkı ona benzediği bir DEV ile karşılaşıyorsunuz. Ve o dev, görüş dünyası ile size ölümü hatırlatıyor. Bu kendi dünyasından, kendi kavgalarından, kendi sevgisizliğinden, kendi cinsel yoksunluğundan, kendi arzusuzluğundan, kendi umutsuzluğundan sıyrılarak size ulaşıyor ve sizi kalbinizden kıskıvrak yakalıyor. Benim yaptıklarımı yapma diyor size. Bu damıtılmış mesajı duymayacak, duyumsayacaksınız. Bunu size kavgacı bir kadın söyleyecek. Güçlü bir kadın söyleyecek...bir dev söyleyecek! Bu kitabı, sayısız kere daha okuyacağım. Burası çok açık. Fakat neden, bilmiyorum...hissediyorum sadece. Bunu da okurken öğrendim. Bunu okumanızı tavsiye etmiyorum; rica ediyorum. Wittgenstein, "Dilimin sınırları, dünyamın sınırlarıdır" der. Lütfen bunu okuyun'a dilim ancak böyle dönüyor. Biraz da Susan'dan öğrendiğim kadarıyla...

Bilinç Tene KuşanıncaSusan Sontag · Agora Kitaplığı · 201539 okunma

·

1.034 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

Gene Dekart