(Bu inceleme okuma zevkinizi bozabilecek unsurlar içermektedir.) Kitabı ilk okumaya başladığımda böyle esprili dalga geçmeli bir inceleme yazarım diye düşünüyorum çünkü bu kitabı 2017/8 yılında almış ve o zamanlarda okumayı yarıda kesmiştim. Keşke bu hataya düşmeseymişim. Albert Camus, varoluşçuluk üzerine "kendi seçimlerimizi yaptığımız anlarda yalnızlaşmaya başlarız" demiştir. Ponyboy'da bunu görebiliriz. Kendisi Yağlı adı verilen bu kitlenin içinde olmaktan ne kadar mutlu olsa da bu kitlenin mantığını anlamamakta. Kavga ediyorlar ama neden kavga ediyorlar? Hırsızlık yapıyor, kadınları aşağılıyor ve küfür edip serserilik yapıyorlar ama bunları neden yapıyorlar? 13-14 yaşındaki bir çocuğun toplumdaki yerini bulmasını ve bu yeri ararken karşılaştığı trajedileri görüyoruz. Oha abi o kadarı da olmaz dediğiniz ne varsa bizzat bu karakterimizin başına geliyor. Sosyeteler ile kavga edecekleri zaman kendisini sorgulamaya başladığı en önemli zamandı. Herkesin neden kavga ettiğini sorarak kişilik analizi yaparken aslında kimsenin kavgadan hoşlanmadığını fark eder. Ve bu sorgulama sırası kendisini en yalnız hissettiği zamandır çünkü o diğerleri gibi değildir. Ama toplum onlara Yağlı der ve Dorian Gray efekti/sendromunda olduğu gibi Yağlı olan herkes serseridir. Dolly ise bambaşka bir vaka. Yağlı kelimesinin toplumdaki görüşünü kendisi portrelemişçesine (bu kelimeyi yazmak inanın o kadar zordu ki) hayatını yaşayan bir serseri. Buz kalpli olarak bilinen Dolly, en sevdiği ve kimsenin fark edemediği derecede değer verdiği arkadaşının ölümünden sonra boşluğa düşüyor. Ve o gece kendi kararını veriyor, toplumun ona damgaladığı tipik kişilikten kurtulup duygularını gösteriyor. Kendisinin sonu da arkadaşı gibi oluyor. İşte o zaman aklımıza şu soru geliyor; Peki ya bu çocuklar Yağlı olarak damgalanmasaydı ve bu şartlar altında yaşamak zorunda bırakılmasalardı bunlar yine de başlarına gelecek miydi?

DışarıdakilerS. E. Hinton · Martı Yayınları · 2017610 okunma

·

84 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

Bir Baltaya Sap Olamamış Frederik