Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

352 syf.
7/10 puan verdi
Serinin en uzun cildiydi. Çoğunluğun favorisi olan bir cilt. Bense hayal kırıklığına uğradım. Sandman, beklentilerimi her zaman tavana vurmuş bir seri oldu. Edebi lezzeti, mitolojinin harmanlanması ve kendince bunları bir şekilde hikayeye yedirmek meziyetli bir iş. Bazı ciltler, özellikle farklı öykülerin olduğu ciltler ağzıma silah sokup kafamı patlatmak istediğim oldu. Çok çok beğendiğim öyküler de oldu. Genel itibariyle çizgi roman alanında kült olmuş, olması gereken bir eser. Neil Gaiman’ın da tek başarılı işi zannımca. Serinin 9. cildi Merhametliler, bizi uzun bir olay örgüsünde sürükledi. Neil Gaiman’ın Amerikan Tanrıları serisinde uğradığı kırpılma nedeni boş değilmiş. Bu ciltte, önceki ciltlerde gördüğümüz karakterleri gördük. Onların hikayeye dahil oluşunu, hikayeyi şekillendirmelerine ve renklendirmelerine de tanık olduk. Bu cilt akmadı. Ve fazlasıyla gereksiz kısımlar vardı. Beni boğdu. Gaiman’ın melankolik ve gizem yaratma çabası tavana vurunca, okur olarak yordu beni. Gerçekten çok gereksiz kısımlar vardı. Loki ile Puck olayının fazlasıyla saçma ve gereksiz bir nedenden başlaması gibi sonuçlanması da basitti. Bu cildin en büyük sorunu laf ve hikaye kalabalığı. Rose’un hikayesine gerek var mıydı bilemiyorum. Aynı şekilde mağdur annemizin de kalabalık yaptığı bölümler mevcut. Hezeyan için de aynısı söylenebilir. Yani Lord Şekilveren’e ayrılması gereken, onun hak ettiği süre yok. Ve zannediyorum ki bu cilt, Morpheus adına en önemli, en değerli cilt. Müthiş olabilecekken direkten dönülmüş (bence). Dönen topu da taca atmışlar. Şimdi laf kalabalığına gelelim. Düş Kral derin bir tip. Gaiman bunu öteki karakterlerin ağzından iddia edip duruyor. Bu söylemlerin altını dolduramıyor gibi hissediyorum. Müthiş bir öykü üstadı, çok yaratıcı bir yazar; ama Sandman’i bir Rockstar misali resmedip, ağzına kilit vurup onu susturmak, bence onu karanlık bir tipten öte yapmaz. Resmederek onun hislerini göstermek hiç y e t e r l i değil. Çünkü 9 cilttir aynısını yapıyorsun zaten. Morpheus’un değiştiği iddia ediliyor ancak bazen ne değişti ki, diyorum. Bir de Sandman’in ana hikaye olarak yer aldığı ciltler, bir süre sonra şaşırtıcılığını yitirmiş duruma geliyor. Bu ciltte de Morpheus’un hikayesi yine felsefik bir kurguyla bağlanıyor. Zaten ilk ciltten itibaren bunu hissediyorsunuz. Orası ayrı. Bu seriyi diğer kahraman temalı çizgi romanlardan ayıran bir şeylerin olduğunu ilk okumada görüyorsunuz. Lakin durum şu ki Sandman, kendi içerisinde bir döngüye, bir klişeye düşüyor. Bunu Morpheus’un hikayesi için söylüyorum. Neil Gaiman bunun önüne geçmek için bazı ciltlere öyküler eklemiş ve Morpheus’u kelimenin tam anlamıyla Rockstar’a dönüştürmek için onu bizlerden gizlemiş olabilir. Bence yeterli olmamış. Karakterimiz değişse bile hikayesinin akışı, Rick and Morty’nin yaratıcılarının bölüm akışı için belirli bir döngüyü izlemesine benzer bir hal almış. Tabii bu kadar olumsuz söylemlerden sonra beğenmediğim düşünülebilir. Beğendim. Ama bir Sandman serisi için yeterli değil. Kesinlikle değil. Dediğim gibi: bu seri beklentilerimi her zaman en üst seviyeye çıkarmış durumda ve haliyle o seviyeye biraz uzak kalınca hayal kırıklığına uğramış oluyorum. Seriyi bitirmeme 2 cilt kaldı. Vaiz serisine geçmeyi planlıyorum. Sandman’i bitirmek, bu seriden kopmak biraz zor olacak olsa da bir gün dönüp tekrardan okumayı hedefliyorum. Belki ikinci okumada bu cildi beğenebilirim. Ya da daha kötüsü seriyi kötü bulabilirim. Bilemem. Neil Gaiman’ı insan olarak ve SANDMAN yazarı olarak çok sevsem de muhtemelen romanlarını asla beğenmeyeceğim.
Sandman 9
Sandman 9Neil Gaiman · İthaki Yayınları · 2020233 okunma
·
203 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.