Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

168 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
·
28 saatte okudu
Bir felsefe romanı, bir arayışın hikayesi... Gerçeğin izinden gitmek isteyenlere yol gösterecek muhteşem bir kitap... Keşke daha önce okumuş olsaydım dediğim bu kitabı siz de mutlaka okumalısınız. Tekrar tekrar okumaktan bıkmayacağım derin anlamlı mesajlar içeren bu kitap için ne söylesem az kalır... Bir çok dilde yayınlanıp dünya genelinde çok sattığı halde Türkiye'de kıymeti bilinmeyen İslami bir romandır Hay bin Yakzan. Felsefi romanları okuyanların mutlaka çok beğeneceği, felsefeye ilgisi olmayanlara da bu kitabı okuduktan sonra içinde felsefeye karşı bir ilgi doğduğunu hissettirecek nitelikte bir eser. Kitabın başında sayfalarca yorum ve felsefi düşüncelere yer verildikten sonra İbn Sina ve İbn Tüfeyl'in kaleme aldığı hikayeler de yorumlar eşliğinde anlatılıyor. İki ayrı düşünürün Hay bin Yakzan hikayelerini içeriyor olsa da ağırlık ibn Tüfeyl'in roman halini almış hikayesine verildiği için onun üzerinden yorumuma devam edeceğim. Eserin konusu bilimin ve felsefenin çok çok ilerlediği günümüzde, bilgi yığınları içinde kaybolup da hakikati bulamayan insanımıza, ilkel bir yaşamla, konuşmayı dahi bilmeyen bir insanın hakikati nasıl bulduğunu anlatırken, biz uygar insanların hakikatin izinde neyi kaçırdığını anlatmaya çalışıyor gibi. Asırlar öncesinde yazılmış bu kitap bana günümüzde yazılmış bir çok felsefi eserden çok daha anlamlı geldi. Yazarımız, insan yaşamının tarihsel süreçte değişip geşilmesine karşın neleri ıskaladığımızı anlatmaya çalışıyor ve doğayla olan ilişkimizi kaybetmemizin olumsuz sonuçlarını da gözler önüne seriyor. Yazar İbn Tüfeyl, bugün yaşıyor olsaydı ve menfaat üzerine dönen bu dünya üzerinde yaşayan günümüz modern insanının yaşantı tarzını görseyidi eğer, asırlar önce yaşamış o hayırsever ve yardımsever  insanları "dünyaya tapınıyorlar" şeklinde yorumladığı için kendine kızardı. Hikayede en çok hoşuma giden şey de, geçen olaylar birçok Kur'an ayetinden esinlenerek kurgulanmış olmasıydı... Bu kadar önbilgi yeretli sanırım, gelelim hikayemize; Bir sandık içinde denizin dalgaları ile yüze yüze geldiği adada bir ceylan tarafından beslenip büyütülen hiç insan görmemiş olan Hay bin Yakzan'ın, etrafında gördüğü bitkiler ve hayvanlar; doğal olaylar, sistemler ve yapılar üzerinde düşüne düşüne hakikati bulma serüvenini okuyoruz. Yere baktı, göğe baktı, cisimlerde, yapılarda ve olaylarda tecelli eden ilim ve hikmeti gördü. Bunlar kendi kendine olabilir miydi? Kendisini büyüten ceylanın ölmesi üzerine, ölümün ne anlama geldiğini bilmeyen Hay, üzüntüsünden ne yapacağını bilemedi. Onu hayata döndürmenin yollarını ararken vücudunu yararak inceledikten sonra içinde karşı koyamadığı merak ve heyecan duygularıyla bir kaç ölü hayvanın vücudunu inceledi. Bu incelemeler sonucunda aklına takılan soruların cevabını ararken uzun bir arayışa girecekti. O günden sonra her şey çok farklı olacaktı. Hay, yaşamın ve ölümün gizlerini çözmeye çalışırken, kendi gerçekliğine ermenin zevkini tadacaktı. Bu zevk onu cisimsel dünyanın tüm hazlarından uzaklaştırarak gerçeklikle başbaşa kalma, aşkın olanın (yaratıcı) yakınlığına erme izzetine erdirecekti. Bu aşamaya gelmek için tükettiği yıllar ve verdiği emek sonunda netice vermişti; Ne için yaşadığını artık biliyordu... Yıllar sonra adada ilk kez bir insanla karşılaştığında şaşkınca onu takip edip onunla buluştu ve ondan konuşmayı öğrendi. Absal adındaki bu kişi ile aralarında geçen konuşmalardan sonra bütün düğümler çözülmüş oldu. Absal'ın bahsettiği bir başka adada yaşayan insanlara hakikat çağrısını ulaştırmak için oraya gitmeye karar verdiyse de, oraya varıp gerçeklerden bahsettiğinde halk bundan memnun olmamıştı. Halkın bu cehaletine çok üzülen Hay, bunun üzerine kendisi gibi hakikatin izinde olan Absal ile birlikte kendi yaşadığı adaya geri döndü. Ömrünün geri kalanını yaratıcısına ibadet ederek geçirmeye karar vermişti. Son olarak kitabın sonsöz bölümnden bir alıntı yapmak istiyorum; "Salaman ve Absal'ın öyküleri çerçevesinde hiçbir kitapta bulunmayan, olağan konuşmalarda duyulmayacak ve ehli dışındakilerden gizli tutulan bilgileri içeren önemli konulara ilişkin açıklamalar yaptım. Bu bilgileri ancak Tanrı bilgisine ehil kimseler anlayabilir." * "Platon'un ünlü mağara eğreltilemesindekine benzer bir hayata mahkum olduğumuz günümüzde, Hay bin Yakzan, mağaradan kaçmayı başararak gerçekler dünyasıyla tanışan ve geriye dönüp öğrendiği gerçekleri arkadaşlarına anlatmaya çalışan kahramanın işlevini görecektir inancındayız." #ahmetözalp * Hakikati arayanlara...
Hay bin Yakzan
Hay bin Yakzanİbn-i Sina · Yapı Kredi Yayınları · 20214,715 okunma
·
1.517 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.