İşlediği konuları beğenmeyeceksiniz. Yazım dilini de beğenmeyeceksiniz. Ola ki çeviriyi de beğenmeyecek, yazarı da beğenmeyeceksiniz. Yazar bunlar için çok güzel bir tabir kullanıyor. Devrelerim iyi bilirler, ben de çok kullandım: BANA NE! Bu kadar basit aslında yazar için. Evet, uygunsuz bir dil var, açık seçik anlatım var ama diyor ki yazar, "hayat bu!" ve kaldığı yerden de devam ediyor anlatmaya. Hayatın gerçekleriyle, insanlarla, insanların her hareketinin anlamıyla yüzleşin diyor. Mümkünse de erken yüzleşin, kaybetti gibi görünsenizde yenilen tarafta olmadığınız kesin diyor. Anlamak lazım, bakmak lazım, baktığını görmek lazım. Ve arkadaşlara katılıyorum. Çünkü yorumlara baktım. Birine bakınca diğerini merak ettim, baktım kısa kısa yorumlar mevcut ve ben de hızımı alamadan bakmaya devam ettim. İlginç ama haklılar: Boş, amaçsız, gereksiz, anlamsız... Böyle sıralayabiliriz kelimeleri ve doğrudur. Aslında tam da anlatmak istediği bu yazarın: HAYAT! İşte bu kadar rezilane bir durum için mahvediyoruz kendimizi. Ne gerek var. Bir şekilde tat almaya, tat alabildiğin yerden ölene kadar yaşamaya devam. Amaç bu. Yoksa uğruna çekmeye değer ne var ki? İnsan Çekirge Kadar Narin Değildir, Yanarken Haykır, İki Jigolo, Büyük Şair, Lilly'i Öptün, Ateşli Hatun, B.ktan Dünya, 500 Kilo, Gerileme ve Çöküş, Pirandello Okundu Mu, Boşa Vuruş, Eddie'nin Annesi, Puşt Hüzün, Bütün Suç Bernadette'de Değil, Akşamdan Kalma, Sabah Kalafatı, Seni Seviyorum Albert, Köpekleme, Şehirlerarası Sarhoş, Yayınlanmanın Yolu, Örümcek, Babanın Ölümü 1, Babanın Ölümü 2, Harry Ann Landers, Köşedeki Barda Bira, Sayı ise içindeki hikayeler. Hepimize iyi okumalar dilerim..

Sıcak Su MüziğiCharles Bukowski · Parantez Yayınları · 2017621 okunma

·

348 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

Sadık Kocak