FRANKENSTEIN Bu kitaba üniversitede ingilizce başlamıştım. Analiz ettiğimiz zaman ne kadar çok merak uyandırsa da devamını getiremedim. Ben kitapları Türkçe okumayı seviyorum. İnsanın kendi dilinde okuması ona göre düşünmesine de yardımcı oluyor. Dil düşünceyi düşünce de dili şekillendiriyor bir şekilde. Henüz bitirdiğim ise aşikâr. John Milton'un Paradise Lost (Kayıp Cennet) kitabından tutalım Goethe'nin Genç Werther'in Acıları kitabına kadar gönderme yapan bu kitabı daha birçok şeye nokta atışı yapmasıyla başarılı buluyorum. Kitap yazarımız tarafından 19.yüzyılda yazılmış gotik roman örneklerinden biridir. (Karanlık, gizemli, korkutucu, çılgınlıklarla dolu bir ortamda geçen kanlı, şeytani, büyülü olayları konu alır. Bilimkurgu ve fantastik romanların temelini gotik romana bağlayabiliriz. Gotik roman, İngiliz ve Amerikan romancılığına özgü bir türdür.) Kitabı roman dersimizde incelerken bir hocam şu örneği vermişti: "Florasan bir lambanın gücü ne kadar fazla olursa odadaki nesneleri gözlerinizle o derece seçemezsiniz." Hak veriyorum. Sürekli gücü arttırdığınızı düşünün. Her yer bembeyaz olur değil mi ? Evet, yani fazla ışıkta odadaki hiçbir şeyi seçemezsiniz. İşte her şeyin kendi ellerimizde olduğunu varsaymak ve güç sahibi olduğumuzu düşünmek de böyledir. Fazlası bizi körleştirebilir. Peki güç sahibi olmak bizlerin güçlü olduğu anlamına mı gelir ? Peki bilgi ? Fazla bilgi insanoğlunu ne hâle getirir? Kibir sahibi ,ön yargılı mı yoksa entellektüel biri mi yapar? Bunları kitabı okurken bir düşünelim... Victor Frankenstein da üzerinde hırsla ,yorulmak nedir bilmeden uzun yıllar çalıştığı bir deneyin ardından hiç beklemediği bir olayın içinde kendini bulur. Bundan sonrasını ise hayatına mal olan bir korkuyla geçirir. Fakat hayatını adadığı bu deneyde ortaya çıkan şey yaratıcısının neyi olacaktır ? İnsan ruhunun tüm karanlık yönlerini sanki bu kitapta görebiliyoruz. Tüm bastırılmış duyguların, dışlanmışlığın, ezilmişliğin,ırkçı söylemlerin, kolonileşmenin üst raddelerde olduğu bu dönemde, kitaptaki Victor adlı karakterimizin yaratmış olduğu şey onun tanımlamasına göre, kimsenin yüzüne bakamadığı bir yaratık, herkesin ondan kaçtığı bir iblistir. Etrafa dehşet saçan aynı zamanda öfke ve merhametle karışık ikircikli duygular uyandıran bu iblis zannımca insanoğlunun kendi içindeki yalnızlığıdır. Sevgi YETGİN

Frankenstein Ya Da Modern PrometheusMary Shelley · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202013,9bin okunma

·

486 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

Sevgi YT