(Spoiler) Sanayi devriminden sonra proletarya yani işçi sınıfı ortaya çıkıyor. Çünkü bir fabrikalaşma dönemi başlıyor. İşçi her zaman vardı ama sanayi devriminden sonra böylesine zor şartlara sahip olan, geçiminin garantisi olmayan bir işçi sınıfı peyda oldu. İşçi hep yoksuldu. Ama kendi tezgâhında ya da tarlasında kazandığı geçimini sağlıyordu. Emeği, ürettiği ürününeydi. Bu devrimden sonra, emeği meta haline geldi. Emeğini para ile satarak ama yine de geçimini güvence altına alamadan birer işçi oldular. Proleterler emeklerini satarak bütün hayatlarını kazanıyorlar. Sanayileşme ile gelen fabrikalar da bu emeğe ihtiyaç duyduğu takdirde proleterler emeklerini satabiliyorlar. Dolayısıyla, eskiden zanaatkârlar ürettiği ürünün her aşamasında var olabiliyorken, bir ayakkabı fabrikasını düşünün, artık burada her gün sadece tek bir eylem gerçekleştiren proleterler, ürettiği ürüne ve zamanla kendisine yabancılaşmaya başlıyor. Realiteleri değişiyor. O fabrikadaki çarkların birer dişlisi olmaktan öteye gidemiyorlar. Bu söylediklerim beni Max Weber'in "Iron Cage (Demir Kafes)" kavramına götürdü. Weber, burada kapitalist sistemi eleştirir. Mordernleşme ile gelen rasyonalizasyonun eleştirisidir. Bütün bu bürokratik yapıların içerisinde insan onun bir parçası haline gelir ve büyü bozumu dediğimiz aslında hayal kırıklığına götürür kişiyi. Yani bu rasyonalite yüzünden insanlar demir bir kafesin içerisinde sıkışıp kalıyorlar. Burjuva sınıfı ve proletarya sınıfını anlamanın ve ona tarihi açıdan bakmanın en güzel yolu bu kitaptır diye düşünüyorum. Bugüne baktığımızda, Karl Marx'ın sloganı olan "Bütün ülkelerin işçileri, birleşin!" ne kadar gerçekleşmiştir? Tartışmak gerekir

Komünist ManifestoKarl Marx · İthaki Yayınları · 201713,5bin okunma

·

89 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

Gizem Akgül