Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

227 syf.
9/10 puan verdi
Roman Onun Ama Olan Bize Oluyor...
Kemal Varol, bir hafta öncesine kadar bende bir karşılığı olmayan bir isimdi. Açıkçası bugün baktığımda, bunun tamamen benim eksikliğim ve hatta ayıbım olduğu kanaatindeyim. Değerli bir dostum, ağabeyim olan ve iyi bir kitap okuru durumundaki
Harun Çelik
Harun Çelik
bahsetti bana ilk olarak Aşıklar Bayramı'ndan… Hatta sağ olsun, sadece bahsetmek ile kalmadı. “Bunu mutlaka okumalısın” deyip doğum günü hediyesi olarak bana takdim etti. Elbette bunu okumazlık edemezdim. İşin doğrusu uzun süredir, “Ya şöyle bir roman bulsam, beni içine alsa, okurken keyif alsam ve okuduktan sonra da başkalarına bunu mutlaka okuyun diyebilsem” arayışı içerisindeyim. Bir müddettir karşıma tam olarak böyle bir roman da çıkmıyordu. İşte imdada yetişen Kemal Varol’un Aşıklar Bayramı oldu… İletişim Yayınları'ndan çıkan kitap, Kemal Varol un son romanı imiş; zaten bir romanı beğendiğiniz zaman onun göstergelerinden birisi yazarın diğer eserlerini de okuma isteği oluşturmasıdır. Nitekim bendeki karşılığı da bu oldu! Kemal Varol okumaya mutlaka devam edeceğim. Aşıklar Bayramı bir roman ama gerçekten güzel bir roman… Bir baba oğul hikayesi var özünde. Yıllar sonra karşılaşan baba ile oğlun çıktıkları bir yolculuk üzerinden kurgulanmış bir roman. Ancak bu yolculuk yapılırken geçmiş zamanda da yolculuk yapılıyor ve geriye dönüşlerle baba ve oğlun sadece kişisel ilişkileri ya da iletişimsizlikleri değil, her ikisinin hepsi yarım kalmış aşkları da anlatılıyor. Romanı benim için cazip kılan şeylerin başında aslında bir aşk romanı hatta aşkların ve aşıkların romanı olması da vardı diyebilirim. Bunun dışında Türkçeyi çok başarılı bir şekilde kullanan bir yazarla karşı karşıyayız. Türk edebiyatının, muhtemelen anadili Türkçe olmayan usta bir yazarı var. Üstelik bu anlamda Harun abi, “Yeni bir Yaşar Kemal mi doğuyor?” diye sormuştu videosunda. Ben anlattığı hikaye ve üslup olarak buna katılmıyorum çünkü Kemal Varol bir şehir romancısı. Zaten burada da kendi memleketi Diyarbakır üzerinden Güneydoğu ve Doğu Anadolu'nun pek çok vilayetine, kasabasına bizi dahil ediyor; oraları anlatıyor ve insan hikayelerini merkezde tutuyor. Yani tarz olarak Yaşar Kemal gibi diyemem. Lakin anadili Türkçe olmayıp da bu kadar başarılı Türkçe metinler yazabilme anlamında, evet bu tespite katılıyorum… Romanı gerek hikayesi gerekse içeriği ve üslubu nedeniyle Hasan Ali Toptaş'ın Kuşlar Yasına Gider'ine benzettiğimi de ifade edeyim. Romanının içeriği ile ilgili çok fazla ipucu vermek istemiyorum ki, zaten benim inceleme tarzım da bu değil. Bu nedenle gidişatı okura bırakmayı tercih ediyorum. Romanda çok başarılı bulduğum konulara gelirsek… Daha önce de söylediğim gibi aşk duygusunu çok iyi anlatması mesela. Pek çok alıntı yaptım. Orada özellikle roman kahramanı olan Yusuf'un yıllar öncesinde kalan ve küllendiğini düşündüğü, ancak bir türlü unutamadığı aşkı Aylın’a yazmış olduğu mektuplar çok dokunaklı idi. Bilhassa “Affet” kısımlı bölümler hepimizin yüreğinin köşesinde gizli kalmış ya da açığa çıkmış duyguları, hatıraları yeniden önümüze seren ifadelerle dolu idi; çok beğendim. İlla bir örnek vermem gerekirse, “adını sevdiğim” cümlesine mıh gibi çakılıp kaldım. Evet, insan aşık olduğu kişinin adını bile sever; adına da aşık olur. Bu tespiti çok yerindeydi. Yine söylediğim gibi Türkçe'yi kullanması oldukça başarılı. Öyle ağdalı, tumturaklı cümleler yok. Net, yalın ve tam da gerektiği anda devreye giren türküler ve aforizmalar, altı çizilesi satırlar… Bu anlamda da hayli başarılıydı. Yine romanda başarılı bulduğum kısımlardan birisi, benim de çok sevdiğim bir tarz olan sabit mekanda kalmama oldu. Yani roman içerisinde pek çok muhiti geziyor, farklı insanlar ve kültürlerle tanışıyoruz. Kişisel olarak Diyarbakır ve Erzurum haricinde neredeyse hiç bilmediğim bir coğrafyayı gezdirdi bana Kemal Varol. Bu anlamda memleketine ve köklerine olan bağlılığı da takdire şayandı. Romanı bir gün içerisinde bitirdim çünkü hem hacim olarak yaklaşık beş-altı saatlik bir okumaya karşılık geliyordu, hem de sizi içine alan, merak duygusu uyandıran bölümlemelerden oluştuğu için rahatlıkla okunabilen bir romandı. Romanın merkezinde ne vardı derseniz iki şey vardı diyebilirim: aşk ve insan! Kemal Varol içinde yaşadığı ülkenin birtakım güncel sorunlarını da görmezden gelememiş. Ancak bunu yaparken romanın üstüne bulamamış, arasına yedirmiş diyebilirim. Yani OHAL şartlarında o coğrafyada yaşanan birtakım meseleleri sosyal tespitleri de roman içerisinde okuru asla sıkmadan, hatta politize dahi etmeden anlatabilmiş. Geçmişteki hikayeler de dahil hemen hepsi yarım kalmış. Nitekim romanı bitirdiğinizde bu yarım kalmış hikayelerle ufkunuz kaplanıyor. Ancak romanın bütününün yarım kaldığını ise asla düşünmüyorsunuz. Velhasıl uzun süredir aradığım, “Ya şöyle bir roman okusam da yıllar sonra tekrar okuma isteği duysam ya da o güne kadar niçin okumamışım hissine kapılsam” dediğim bir roman karşıma çıkmış oldu. Aşıklar Bayramı modern Türk edebiyatının güzel örneklerinden birisi olarak sizleri bekliyor. Bitirirken bir alıntıyı paylaşmak istiyorum. “Aşk onların aşkı, ayrılık onların ayrılığı idi ama olan bana oluyordu” diyor Kemal Varol romanda. Biz de okur olarak tam olarak bunu hissediyoruz işte...
Aşıklar Bayramı
Aşıklar BayramıKemal Varol · İletişim Yayınları · 20192,911 okunma
··
1 artı 1'leme
·
3.943 görüntüleme
SonAy okurunun profil resmi
En kısa zamanda okuyacağım. Teşekkürler. 👏‍
Seda Daşkın okurunun profil resmi
Şimdi izleme listenize filmini de ekleme vakti o vakit.Netflix’te çekimleri devam ediyor.😊🙏🏻En içten sevgi,saygılarımla.
Liliyar
Liliyar
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.