Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

287 syf.
·
Puan vermedi
Güneş ile Ay arasındaki ilişki, Saf Akıl ile onun insan sureti içinde yansıması arasını tutan şeye benzer. Bu da en açık ifadesini şu olguda bulur; Ay, Güneşin ışımasını bir ayna tarzında yansıtır ve kameri ayların çevrimi, bu ışımanın 'gidimli' (discursive) bir gelişimi gibidir. Fakat aynı sembolizm, iki yıldızsal cisimin hareketleri arasında da görülür; daha önce yukarıda açığa vurmuştuk ki arketiplere ait Zodyak göğünün taktir olunmuş belirlenimlerini, hareketleriyle gerçekleştiren veya ölçen Güneştir, çünkü Güneş çevriminin sabit noktaları olmadan yıldızsız göğün yönleri tarif edilemez olacaktır. Bu yüzden Güneş, aktif bir tarzda göksel mekanı ölçer, aynı şekilde Aklın esas fiili gölgeler alemini potansiyel farksızlaştırmadan çıkaran fiat lux'ü [ışık olsun'] temsil eder; öte yandan Ay, Güneşsel Zodyak'ı kat ederek pasif şekilde göğü ölçer. Ay aynı zamanda, göksel mekan yönlerinin belirlemelerine ve Güneş ışınlarının dogrultularına tâbidir, kendini aydınlık safhalarına ve 18 yıllık düzenli hareketine öteleme yaptıran [bu] çifte bağlılığa göre Ayın çevrimini, Zodyak çevrimiyle irtibatlı olarak yerinden çıkarılır. Ayın, etkisine birer birer katlandığı mekanın yönlerinin, Varlığın pek çok niteliğine tekabül ettiğini, daha sonra görmeye devam edeceğiz. Hz. İbrahim, Satürn göğünde ikamet eder; Hz. Musa, Jüpiter göğünde; Hz. Harun, Mars göğünde; Hz. İdris, Güneş göğünde; Hz. Yusuf Jüpiter göğünde; Hz. İsa, Merkür göğünde ve Hz. Adem, Ay göğünde ikamet eder. Hz. İdris, Güneşte ikamet eder, çünkü o, eşsiz bir şekilde 'ilahi insan'ı temsil eder veya Adem'in oğullarının ilk 'manevi büyüğü' ve bundan ötürü de Allah'ı tanımış olan bütün insanların 'tarihsel ilk örneği'dır. Hz. Adem'e gelince, o aslî insan'dır veya İbn Arabî'nin ifadesine göre 'tek insan'dır (el-insânu'l-müfred, insan-ı kamil'e mukabil olabilir); yani o, sadece insana ait olan ve 'yer' ile 'sema' arasında aracı rolünde kendini ifade eden kozmik niteliğin eşsiz şekilde temsilcisidir. Mars, el-Kâhir ('Kahredici', 'Galip Gelen') ilahi ismine tekabül eder: Jüpiter, aklî melekeye ve Mars da irade melekesine hükmeder. Güneş, en-Nûr ilahi ismi'ne bezerdir, halbuki Ay, el-Mühin ( 'Aşikâr' veya 'Açıklayan') ilahi ismine karşılık gelir. Güneş, Aklın kendisinin esasını temsil eder, halbuki Ay tezahürü sembolize eder; Bu iki isim arasında, 'Hakikat' ile 'Delil' veya 'Vahiy' ile 'Tefsir' arasındakine benzer bir ilişki vardır. Venüs, el-Musavvir ('Suretleri Veren') ilahi ismine atfedilir, bu kelime ressama, heykeltıraşa ve muhayyile melekesine işaret eden dişil surete eşit şekilde işaret eder. Merkür'e gelince, bu el-Muhsi ('hesap eden') ilahi isminin bir benzetmesidir, bunun anlamı, sayılarla ve ayrıcı bilgiyle irtibatlandırır. Üstad der ki alem Toplanmış Birlik'ten ( ahadiyet el-Mecmu') ibarettir, halbuki İlahi Bağımsızlık Bir'in Birliği'ne (ahadiyet el-vâhid) aittir. Fakat Tevhid (unicity), birleştirilmiş çokluğun iç tarafında, her bileşkenin ferdliğinde yansıtılır (tam olarak mekanın yönlerinin sentezi durumunda görüldüğü gibi). Kıyas, Birliğin izidir ve tüketilmez vasıf, İlke'nin sonsuzluğunun yansımasıdır. Aslında biz alemin intikalini esas itibariyle biliriz, fakat bu intikalini tüketeceği bütün 'maddi' potansiyelleri bilemeyiz. Alem Rahman'ın nefesinden sâdır olmuştur diyen İbn Arabî'ye göre bütün varlıklar, Allah'ın kelimelerinden ibarettir.
Astroloji ve Simya
Astroloji ve SimyaTitus Burckhardt · Verka Yayınları · 199917 okunma
·
167 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.