Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

136 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
İlk çıktığı günden bu yana ekonomi ve üretim, her çağda toplumların belirleyicisi olmuştur. Toplum yapısını şekillendirmesinin yanında, o dönemin siyasal ve düşünsel anlamda temel yapılanmasını da kurmaktadır. Ekonominin temeli üretim kaynakları değiştikçe ve geliştikçe, bundan etkilenen toplum düzeninde geçim kaynağı, iş gücü, kazanım değerleri vb gibi kavramlar temel haline gelir. Bu gelişim, feodal ve ataerkil yapıların artık varlığını sürdürememesine neden olur. Sınıfsal bir yapılaşma ortaya çıkar. Bu minvalde Karl Marx ve Friedrich Engels'in yürüttüğü bu çalışma önem kazanır. Marx, 1847 yılında Engels'le birlikte çalıştığı Komünist Manifesto'yu, 1848'de Brüksel'de tamamlar. Şubat 1948 yılında bu çalışma, yazar adı belirtilmeden "Komünist Parti Manifestosu" ismiyle yayınlanır. Marx ve Engels'in adları ilk kez 1872 yılında Leipzig baskısında yer alır ve kitabın adı da temelli bir şekilde "Komünist Manifesto" olarak değiştirilir. İkilinin yargıları ve çıkarımlarının bana göre halen güncelliğini koruduğu düşünülürse, ne kadar önemli bir iş başardıkları daha iyi anlaşılır. Her şey yalın bir dilde ve etkili bir şekilde anlatılmaktadır. Kitabın ilk bölümünde burjuvalar ve proleterler ele alınıyor. Burjuvazi, yani üretim şekillerini geliştiren ve sermayeye sahip zengin sınıf, işverenler; proletarya, yani emekçi ve işçi sınıfı! Toplumlarda üretim ve ekonomik araçlarına uyum sağlayamayan feodal ve ataerkil sistemlerin nasıl yıkıldığını ve burjuvazi sınıfının ortaya çıkışını görüyoruz. İnsanlar arasındaki tüm duygusal ve dini ilişkileri kaldırıyor ve yerine serbest ticareti getiriyor. Sanayinin gelişimiyle birlikte, dünya toplumları hızlı bir şekilde burjuvazi ve proletarya adlı iki sınıfa bölünüyor. Ve iki sınıf arasında çatışmalar sürüyor. Aslında iki taraf arasında itme-çekme ilişkisi var. Burjuvazi bir yandan burjuvaziyle savaşırken; diğer yandan dış tehditlere karşı proletaryadan yarsım istemek zorunda kalır ve ona kendi eliyle siyasi-ekonomik imtiyazlar verir. En nihayetinde burjuvazi bir çukura girerken, proleterler güçlenmeye başlar. İkinci bölümde, odak noktamız proleterler ve komünistler! Aralarında doğrusal bir ilişki var ve aslında aynı sınıfın içinde yer alıyorlar. Bu sınıf içinde komünistler; yazarlara göre proletarya hareketinin hangi yoldan yürüyeceğini, hareketin koşullarını ve proletaryanın varacağı sonu kavrarlar, yol haritası çizerler. İki tarafın da temel hedefi burjuvazinin mülkiyetine son vermektir. Yazarlarımızın düşüncesiyle komünistlerin temel amacı ise, özel mülkiyet kavramını tamamen sona erdirmektir. Bu yolda burjuvazinin komünizme yönelttiği suçlamaların da mantıksal bir yanı bulunmamaktadır. Üçüncü bölümde; sosyalizmin doğuşunu, çeşitlerini ve komünistlerle olan ilişkisini okuruz. Burjuvazi ve proletaryanın gelgitli ilişkisinde, iki sınıfın tam ortasında oluşan küçük burjuva sosyalizmini görürüz. Böylelikle proleterlerin sürdüğü sefil yaşam tüm gerçekliğiyle ortaya konmuştur. Eski feodal yapıyı ve üretim sistemlerini istemekle oldukça gericidirler. Alman sosyalizmi de dönemin Alman mutlak monarşisinin burjuvazi tehlikesşne karşı oluşturduğu bir kalkan olarak ifade edilebilir. Burada da siyasal yapılanma ve üretim şekillerinde bir tutuculuk hakimdir. Dördüncü ve son bölümde ise, komünistlerin mevcut muhalefet karşısındaki tutumları incelenir. Onlar, her devrimci hareketin destekçisidir. Özel mülkiyeti temel sorun haline getirmek ve tüm muhalefeti bir araya toplamak, birliği sağlamak için çalışırlar. "Tüfek, Mikrop ve Çelik" ile "Ulusların Düşüşü"yle paralel okuma yaparsanız, bu eserden alacağınız keyif artacaktır.
Komünist Manifesto
Komünist ManifestoKarl Marx · Can Yayınları · 201913,3bin okunma
·
755 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.