Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

272 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
Zıtlıkların Kitabı
Kitabın başlarında o kadar büyük bir heyecanla okudum ki, kitabın yarısını tek oturuşta bitirmiş ve her cümlesinin altını çizmiştim. Üç ana karakterin tartışmaları, zıtlıkları ve sevgileri beni büyüledi, her cümlelerini onlarla birlikte yaşadım. Kitabın yarısından sonra, zaman atlaması olduğunda kitabı bitiriş günüme kadar tekrar elime almadım, okumaya çalışıyor ama okuyamıyordum, kitaba küsmüştüm. Kitapta, yazarın üslubuna hayran olmamın yanı sıra kitap karakterlerinin düşüncelerinden de epey etkilendim. Bu yüzden kitabın ana konusu benim için arka planda kaldı, bu yorumumun okuduğum zamandan kaynaklandığını düşünüyorum ama ileride tekrar okusam da kitabın içerdiği keskin düşüncelerin beni tekrar etkileyeceğine eminim. Şimdilik fikirlerim kitap karakterlerinin psikolojileri üzerine daha çok yoğunlaştığından bu konu hakkında çokça yazacağım. (Bu kısım spoiler içermektedir.) Sanatında sevgisini büyüten Basil Hallward bana en masum gelen karakterdi, Harry'nin bahsini ettiği 'tüm şiirselliğini eserine yansıttığından kendi hayatı en az şiirsel olan' sanatçılardan biri bana göre. Ressamın Dorian'a yaptığı itirafta sayfanın yanına küçük bir not aldım, "sanatla sevmek." Herkesi büyüleyen modelimiz Dorian Gray'in tek hatası yeterince zeki olmamasıydı. Sadece süs için yapılan süs eşyalarına benziyor ve Harry'nin tarif ettiği 'kadın' algısına benziyor. Dorian'ın nişanlısından ayrıldığı tiyatro kulisinde, ayrılığının sebebini açıklarken o sayfanın yanına da bir not aldım, "sanat için sevmek." Aslında Dorian herşeyi anlayacak kadar zeki fakat bunu elinin tersiyle ittiğini kendisi bize söylüyor. Zeki olmamasını kabul edebilirim fakat tehlikeli arkadaşlar seçmesi? İlk tanıştığında uyarılmasına, sonrasında kendisinin de kabul etmesine rağmen Harry ile olan arkadaşlığına ölene kadar devam ediyor. Harry ise zeki, fikirlerini kendi fikirlerime epey benzettiğimden her konuşmasını alıntıladığım bir karakter ancak duygusal zeka eksikliği, belki de anti sosyal kişilik bozukluğu var. Düşünceleri bilgece ve muzipken kararları bastırılmış sosyal normlara uyuyor, düşüncelerinin tehlikeli olduğunu bilecek kadar zeki ama daha da zeki tarafı düşüncelerini kendi hayatında uygulamaması. Bu yüzden çevresinde onun düşüncelerinden etkilenen kişiler kötü bir hayata sürükleniyor. 'Zıtlıkların prensi'nden bekleneceği gibi. Kitabın ana konusuna gelirsek, güzelliği için ruhunu bırakan biri. Bu konu hakkında düşünmek kitabı okuduğumdan beri günümüzü aklıma getiriyor. Her yüzyılda yaşandığını bilsem de gözlerimle canlı canlı görmek beni daha da etkilemek yerine duyarsızlaştırıyor ve tiksindiriyor, fiziksel güzellik için ruhunu satmak. Bu konu hakkında öyle sert eleştirilerim, öyle kararsız düşüncelerim var ki bu konuda konuşursam 'Harry'leşeceğim.' Bu konuda şükrettiğim bir şey varsa o da fiziksel güzellik için beynini bırakan insanlara dönüşmemem olur. Topluluk içerisinde bir kesim var ki hayatlarını ve ruhlarını fiziksel güzellik için harcamış fakat ne fiziksel güzelliğe ne de ruhlarına sahip olabilmişlerdir. Üst tabakadan bahsetmiyorum, onlar duygular için ruhlarını verirler çünkü çoktan fiziksel güzelliğin onlara verildiğini düşünürler. İnsanlığın geneline baktığımızda, bizim de içimizde bulunan o kesimden bahsediyorum. Hem insanlığın genelinde vücut bulmuş arzudan hem de içimizde ortaya çıkmayı bekleyen arzudan bahsediyorum. Umarım kimse bu arzuya takılmaz.
Dorian Gray’in Portresi
Dorian Gray’in PortresiOscar Wilde · Kırmızı Kedi Klasikleri · 202073,2bin okunma
·
568 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.