📚DİPÇE :
Diktanın, kanın, direnmenin, yoksulluğun ve haksızlığın fotoğrafını okuduğumuz Kızgın Ova ya da farklı basımlarda Ova Alev Alev, yalın ve kısa öykülerden oluşuyor.
Bir fotoğrafçı gözüyle çarpıcı anları deklanşöre eden yazar bir göz kırpımına sığdırdığı acıyı yüreklerde tortulaşmaya bırakmış adeta.
Çığırtkanlıktan uzak sessiz bir şairin dili gibi bu öyküler.Dünyanın en zorlu devrimlerinden biri olan Meksika Devrimine payanda öykülerde haliyle ortak izlek ölümdür.Ölümün her hali; yaşarken ölenler, ölürken ölümsüzleşenler, öç ile ilenç ile ölenler ve ölmemesi gerekenler...Öyle ki sıradan bir şey ölmek, orada gömülmek!
Hikayeler konu bakımından farklılık gösterse de kompozisyonun parçaları gibi sıralanıyor ve bir belgesel oluşturuyor, devrimin nedenleri çıkışı ve sonuçları gibi.
Diaz diktasında boy veren , toprak dağılımındaki adaletsizlik ve ülkenin damarlarının yabancı ellerde hunharca harcanması gibi birçok etkene vurgu yapılıyor ve en çok da sonuçlarına bırakıyor yazar kalbini.Bir halkın budanmışlığına delirmesine, yozlaşmasına, doğaya diş bilemesine ve inançsızlığına.. Alev almış kurak toprakla alevlenmiş yüreklerin savaşına...
Latin yazarlara öncülük edeceğini bilerek belki bir bellek yaratmaya çalışıyor her defasında
"anımsarsın, anımsamalısın!"diyerek, bu noktada üslubundaki aşinalık kadar amacındaki benzerlikle de bütünleşiyor zihnimde Marquez ve Rulfo.
Her biri ayrı bir gerçeğe ve yaraya dokunan hikayelerden "Bize Toprak Verdiler" ile en çok "Luvina" farklı bir tat bıraktı bende. " Hüzün Luvina' da doğmuştur sanır insan, rüzgar hüznü bir yerden alır bir yere taşır ama hiçbir zaman bütünüyle alıp götürmez " der yazar ve ülkesinin tozlu kaderinin resmini çizer.
Juan Rulfo, yöresel bir gözlemci, evrensel olacak kadar yöresel, müthiş bir kalem.
1001 kitap listesinde de yer alan bu eser, kesinlikle tavsiyemdir.
Keyifle okuyun, esen kalın