henüz ölmemiş ölülere tavsiyeler
Ruhen aydınlanma temelli Hint ve Uzakdoğu inanışlarından minik bir kesit. Ölümden sonraki ara bölümde (bardo) bulunan aşamalar ve ruhu kurtuluşa erdirebilmek için verilen son fırsatlar üzerine yazılmış kutsal bir metinmiş Tibet Ölüler Kitabı.
Mısır Ölüler Kitabı ile benzerlikleri olduğu söyleniyor. Bilindiği gibi Mısır’da da ölüm sonrası zengin ve renkli bir yaşam ötesi sembolizmi mevcut. Komşu coğrafyalardaki kaçınılmaz etkileşim ve doğalın aynı gözlemle yorumlanması ve sembollerle doğa ötesine aktarımı.
Hepsi aynı kapıya çıkıyor işte: ölüm travması. Kitapta en çok geçen kelime ya da tavsiye de diyebiliriz; korkma!
Ölüm korkusu, öldükten sonra yok olmanın belirsizliği, maddeyi aşma isteği ve sonsuz yaşam özlemi…
Budistler de bunu erdemle soslamış, dünyevî arzulardan el etek çekme üzerine temellendirmiş ve ruhun tam aydınlanması olarak yüceltilen Nirvana’yı ateşin sönmesinden hiç doğmamış olmaya kadar götüren bir süreçle zirveye çıkarmış.
Reenkarne olayı, tekrar bedenlenerek dünyaya dönme işi arzulanan bir durum değil, bunu öğrendim. Yani tekrar tekrar dünyaya gelerek aynı çileli yaşamı çekmek, karması kötü olanların yeniden ve yeniden ruhunu terbiye etmek amacıyla dünyaya dönmesi demekmiş. Benim anladığım şekliyle yeniden ve yeniden farklı bedenlerde yaşam macerası değilmiş. Ruhun döngüsü, tekamül amaçlı bir tekerlekmiş.
Doğanın gücü, kainattaki Tanrısal kudret olarak çoğul ruhlar alemine paylaştırılmış. Sistem ‘Minik’ tanrılarla kademelendirilmiş. İnsan şekli, insanaltı alemlerin direkt bir mirası sayılarak ‘Karma’ ile hayatın seyri şaşmaz bir kanunla düzenlenmiş. Enkarnasyonda da hiçbir zaman bir tür başka bir türe dönüşmez ve insan da asla insanaltı bir türe dönüşmez deniyor kitapta.
Budizm’de ‘Beden’ soyulan bir kabuk gibidir. İçindeki ruhu özgür bırakmak, ihtirasların yok edilmesiyle olur ki, alelâde ölüler için böyle bir idrak yeteneği yaşam sırasında sınırlıdır ve ancak ölüm ötesinde ortaya çıkar. Oysaki bir Buddha ve tam Yoga uygulayıcısı için bu, sürekli ve sınırsız bir kazanımdır. Tam yetenekli bir beden elde edebilmek için: iman, sebat, zekâ, candanlık, alçakgönüllülük lazımdır.
Zor işler…
Sonuçta tüm inanç sistemleri, ezilen kitleleri sessizce kurtuluşa erdirme ve tüm arzuları için sonsuz bir yaşamı bekleme vaadiyle yaşam ötesini canlandırarak ölüm travmasını aşmaya çalışmış.
Doğanın gücü karşısında insanın kendini yüceltme çabası ama zaferleri hep Pirus* zaferi…
*devasa kayıplar vererek bir savaşı kazanan Yunan generalin adına ithafen kullanılan terim: ‘savaşı kazanırız ama bu buruk zaferde bütün ordularımızı kaybederiz.’
Doğa her zaman kazanır…
Ama siz yine de
Ölmeden önce okuyun belki işinize yarar:)
Kitapla kalın!!!
Tibet'in Ölüler Kitabı
·
426 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.