Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

96 syf.
10/10 puan verdi
İşkenceci romanı Alev Alatlı'nın ikinci romanıdır. 1987 yılında yayımlanmış ve yine aynı yıl içerisinde Roman ödülüne layık görülmüştür. Kitap 1960 darbesinden sonra çıkarılan Toprak reformu yasasıyla beraber Güneydoğulu aynı zamanda demokrat partili bir köy ağasının ailesiyle beraber İstanbul'a olan zorunlu göç hikayesini anlatıyor. Bu göçle beraber o dönemin Türkiyesini, siyasal toplumsal olaylarını, ekonomisini, eğitim sistemini birçok konuyu işlemektedir. Alatlı romanda Güneydoğulu ailenin metropol ile olan uyumsuzluk serüvenini çok güzel anlatmıştır. Romanın başkahramanı ağanın oğlu İşkencecidir. Alatlı, İşkenceci kahramanıyla bizlere yaşadığımız topraklarda ailenin, eğitimin ve dönemin otoritelerinin adeta el birliğiyle bir masumun nasıl bir işkenceciye dönüştürüldüğünü anlatıyor. Romanda ilk dikkatimi çeken nokta İşkencecinin adının hiç zikredilmemesidir. Adının olmaması bir fert olamaması ya da bir birey olamaması ile alakalı bir durum. Varlığını gösterebilecek ve bir isim almayı gerektirecek hiçbir "ben olma" durumunun olmadığının bir işaretidir. Alatlı onun için bir şeyin adı varsa vardır adı yoksa yoktur diyen bir yazar olduğu için benim aklıma acaba işkenceci aslında tüm bu serüvende var oldu mu olmadı mı sorusunu sormama sebep oldu. İşkencecinin doğumu, kundaklanması, çocukluğu, yetişkinliği, olumlu olumsuz yönlerini roman boyunca geçişler halinde vermiş bize yazar. Ancak tüm bunları fark etmek için romanı çok dikkatli bir şekilde okumak gerekiyor. Alatlı'nın adeta psikanaliz yaptığını söyleyip hayranlık duyduğumu da belirtmek isterim. Romanda tüm olaylar ve insanlar tüm realistliğiyle tüm handikaplarıyla ele alınmış. Bu da biz okuyucuların kavramsal arka planın hayatla ilişki kurabilmesini sağlamıştır. Alatlı genel olarak romanda kötülüğün bu topraklarda yani kendi habitatımızda nasıl ortaya çıktığına değiniyor. Romanda her bir karakter bir kesimi temsil ediyor. Ve bizlere ayna tutuyor. Kitabın başında teknik olarak kitap ile alakası olmadığı düşünülen Hüseyin Rahmi Gürpınara'a ait bir hikaye ile başlanılıyor. Boğa Yılanı ile Oğlağın hikâyesi… bütün tarafların durduğu yerle ilgili sorularla perçinlendiği bu hikayenin, romanın geri kalanında satır aralarında işlendiği parametre olduğunu söyleyebiliriz. Sözün özü; İşkenceci romanı hacmi küçük 96 sayfalık bir kitap olmasına rağmen muhtevası bakımından oldukça büyüktür. Alev Alatlı mücizeye inan bir insan. Ancak bu mucizenin insanın çabasına bağlı olduğunun bilincinde. İnsanın eşref-i mahlûkat olduğunu unutmaması gerekiyor ve bu roman bize bunları gösteren çok derin bir roman.
İşkenceci
İşkenceciAlev Alatlı · Everest Yayınları · 2013210 okunma
·
644 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.