Bazı kitaplar bittiğinde içimde bir takım duygaların yeniden varolduğunu bazen de yok olduğunu hisseder, uzun uzun düşünürüm. Çoğu zaman anlattıkça anlatmak ister bazen de anlatacak kelimeler bulamam. Güneşin Esareti ni okuduktan sonra hissettiğim duyguları anlatacak kelimeler bulamadım çünkü içimde bir şeyler koptu, yok oldu sanki .O kadar yarım kalmış hayatlar, hayaller, umutlar, aşklar ve yaşamlar vardı ki hangi kelimelerle tarif edilir yaşanan acılar, tükenmişlikler bilemedim. Doğu Türkistan'ın Hoten şehrinde yeşim taşı ustası bir baba eşi, babası, ve çocukları ile yaşamakta daha doğrusu yaşam savaşı vermektedir. Alper ise ailenin meraklı, cesur üyesi ve babasına iş yerinde yardım eden hikâyeyi bizlere anlatan kahramanımızdır. Ezanın, ibadetin, düğünün hatta ceneza törenini bile yasak olduğu bu yerde acılar her geçen gün daha da büyümekte Çinliler tarafından yapılan taciz ve tecavüzleri ardı arkası kesilmemekte esir kampına götürülen Uygur Türkleri nin gördüğü iskencer dayanılmaz bir hal almaktadır. Alper ise ailesi ve okyanus gözlü Maysa'nın kavuşmanın hayaliyle her zulme daha çok dayanıp umudunu kaybetmese biliyordu ki bir çok şey yarım kalacaktı. Her sayfasını göz yaşlarıyla okuduğum neredeyse her satırına bir çizik attığım bir kitaptı. Kitap bitti bende bittim. Okurken bile dayanamadığım bunca acıya o insanların nasıl dayandıklarını düşünmeden edemedim. Gerçekten bu olayların yaşanmış ve yaşanıyor olması çok acı yazar @bir_asya_esintisi her duyguyu bizlere büyük bir ustalıkla olay örgüsünü hiç bozmadan sade ve yalın bir dille aktarmış. Daha çok yazmak, hislerimi daha fazla anlatmak istedim ama ilk satırlarımda da söylediğim gibi yeterli kelimeliri bulamıyorum o yüzden mutlaka kitaplığınızda bulunması gereken bir eser OKUYUN ve OKUTUN der ve susarım.

Güneşin Esareti - Bir Doğu Türkistan Hikayesiİsmail Muğla · Efsus Yayınları · 202192 okunma

·

227 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

oku yor YAZAR