Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

360 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
·
8 günde okudu
Nasılsın bakalım, kedi yavrusu?
Yakın zamanda Sartre’ın Bulantı’sını okumuştum. Bilmem o incelemede bahsettim mi, Sartre, yaşamın içinde ve yaşamdan beslenerek felsefesini geliştirmiştir. Bulantı yapıtının mahiyeti de esasında Sartre’ın metafizik düşüncelerinin yaşam içinden bir betimlemesi olmasıdır. Roquentin’in kendini çakıl taşıyla kıyasladığı ve kıyas yaparken fark ettiği benzerlikler (örneğin beyhudelik, başıboşluk, temelsizlik, gereksizlik) onda acı bir bulantıya sebebiyet verir. Varlığın dolayımsız algılanışının dayanılmaz ağırlığının bir sonucudur bu. Rasyonel insan, ideal insan motifleri yerle yeksan olmuştur. Rasyonel insan ölmüş, oluşmakta olan ve tanımları aşan insan doğmuştur. Bu insan var olmasıyla tek nüshalığını kazanmıştır ve bu ondan alınamaz. Sartre’ın, metafizik düşüncelerini açıklamak için neden edebiyatı tercih ettiğini merak ediyor olabilirsiniz, hatta ben neden şu anda Sartre’ı anlatıyorum bunu da merak ediyor olabilirsiniz. Merakınızı hızlı hızlı giderip Azra Erhat’a geçeceğim. Sartre, varlık özden önce gelir derken esasında bir olanaklar denizinden, dehlizli denizden bahsetmektedir. Bu denize herkes nedensizce düşmüştür, düşenler kendini çırılçıplak bulmuştur, bir beyhudelik rüzgârı eser dört bir yanda. Denizde çırpınıp duran insan salt rasyonel bir varlık değildir. Evet, insanın biyolojik, toplumsal, tarihsel, geleneksel tarafları vardır ancak bu ve benzer tüm tanımları aşan bir tarafı da her zaman var olacaktır. İşte, “aşkın” diyebileceğim bu taraf yaşam pratiğinde gün yüzüne çıkar. Her şey açıklamalarla belirlenemez, bir betimleme, bir his daha belirleyici olabilir bazen. İnsanı gündelik yaşamda tecrübe eden, olgulara yönelen Sartre, felsefesini romanda ve daha sonra (daha iyi yansıttığını düşündüğü için) tiyatroda gün yüzüne çıkarır. Sartre’ın olgulara yönelik, yaşayan felsefesinin bir örneği de Cumhuriyet Dönemi aydınlarında görülür. Sabahattin Eyüboğlu, Hasan Ali Yücel, Nurullah Ataç, Tonguç, Halikarnas Balıkçısı ve daha niceleri… Hepsinin ortak yönü evrensel olmak gayreti ve toplumu da evrensel bireylerden oluşturmak hevesidir. Özgürlüğün, mutluluğun, değerlerin, uygarlığın kazanımı içindir tüm çabaları. Örneğin Tercüme Bürosu bu amaçla kurulmuştur, Köy Enstitüleri projesi bu amaçla bir dönem faaliyet göstermiştir. Yaşamın içinden ancak değerlerimizi ve kültürümüzü de dışlamayan hoş bir gelenektir onlarınki. Canla başla insanlık için, insanlık ideali için uğraşırlar. Bu azimli uğraşlar da meyvesini elbet vermiştir. Özel olarak biraz da Azra Erhat’tan bahsetmek istiyorum. Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları klasikleriyle şöyle böyle haşır neşir olmuş herkesin Azra Erhat hakkında olumlu düşünceler beslediği kanaatindeyim. Uluslararası ödüller almış olan Homeros çevirileri çok ünlüdür mesela. Ancak Azra Erhat bunlarla sınırlı değildir; müstakil yapıtları da azımsanamayacak kadar vardır ve kullandığı o mükemmel dil bu yapıtlarda da hemen kendini ortaya koyar. Ne yazsa okunur, ne söylese dinlenir bir insandır. Sevgi Yönetimi’nin genel havası da böyledir. Keyifle okunur. Sanki yazar karşınızdadır da sizinle sohbet ediyordur. Sizi sıkmaz, yormaz, bazen gürler ama hemen durulur, düşündürür. Yapıttaki derleme yazılarda bolca anılarından bahseder. Bolca da hevesinden, isteğinden, gayesinden. Düşünmeye davetkar yazılarda Anadolu kültürünün, Antik Yunan medeniyetinin yapı taşlarının atıldığı İzmir, Aydın civarlarının değerinin bilinmesi gayretindedir. Ortak gayede birleştikleri arkadaşlarından da uzunca bahseder. Onların yaşamları, yapıp ettikleri, değerleri, ölümleri… hepsi Azra Erhat’ın üzerinde derin etkiler bırakmıştır ve o bu etkileri tertemiz bir dille oldukça samimi bir biçimde paylaşır bizimle. Yeri gelir gelin birlikte düşünelim der, yeri gelir ben ne düşünsem artık bilemiyorum der, yeri gelir birlikte umutlanalım der, yeri gelir ağlayarak yazdığı satırları bizimle paylaşır. Sabahattin Eyüboğlu ve Halikarnas Balıkçısı iki total insandır onun için. Benim içinse üçüncü bir total insan daha vardır: Azra Erhat.
Sevgi Yönetimi
Sevgi YönetimiAzra Erhat · İnkılap ve Aka Kitabevleri · 198021 okunma
·
187 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.