Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

584 syf.
·
Puan vermedi
·
16 günde okudu
Dünyadaki vahşetin, insan bozması canavarların hayata ve insanlığa saygısızlığının ne derece utanç verici olduğunu anlamaktan aciz, bilinçsiz ve zavallı toplumların nasıl yönlendirildiğini ve manipüle edildiğini okurken dünya üzerinde dönen bu iğrençlikleri görmekten, duymaktan aciz olmasam da çözümün bir parçası olamadığım, eli kolu bağlı kendi yaşamına odaklanmış bireylerden olduğum için kendimden utandım. Utandım yetersiz insanlığımdan! Utandım boş şeylerin peşinde harcadığım zamanadan! Utandım yerimde saydığımdan! Merhamet ve vicdan kavramları ekseninde dönüp duran cümleleri okurken, utandım çok utandım hiç bir şey yapmadan öylece yaşayan, hayatı sömürenlere sessiz kaldığım halde hala cömertçe bana sunulan hayatın güzelliklerinin peşinde sürüklenmekten başka bir işe yaramayan varlığımdan... İnsanların katledildiği, hayvanların işkence gördüğü, bitkilerin yok edildiği bu yapay dünyada, bütün bu vahşetin farkına varmadan öylesine bilinçsizce yaşarken sahte ve geçici duyguların peşinde ne çok koşmuşum. Bir yerde dur demeliydim kendime, bilmeme rağmen görmezden geldiklerimi bütün sadeliği, netliği ve açıklığıya karşıma koyup, artık görmezden gelemezsin, artık susamazsın, duramazsın! Demeliydim. Birşeyler yapmalısın, sessiz kalamazsın, vakit daralıyor. Hadi harekete geç! Diye gözlerimin içine soka soka hakikatleri bir bir anlatan, kafama vura vura duyarsızlığımın ve umursamazlığımın ne kadar çirkin olduğunu bana gösteren bir kitap okudum. İçimdeki kıvılcımı alevleyen bu kitabı okuduktan sonra artık kelepir yaşamımdan vazgeçip, bu dünyaya neden geldiğimi bir kez daha sorgulayarak yaşam amacımı keşfetme yolculuğumda daha hızlı mesafe katetmeye süratle karar aldım. Evet, aslında insanlık adına bir yarar sağlamayan menfaat eksenli yaşamdan keyif almadığımı kendim de biliyorum. Beni mutlu eden her şeyin bir süre sonra acı vermeye başladığını,sahte ve yapay olan hiç bir mutluluğun gerçeğin acı veren çıplaklığından daha tatmin edici olmadığını biliyorum. Ve artık işe yaramaktan başka ne yapsam mutlu olamayacağımı da biliyorum. * Acı çekmekten, üzülmekten, küçümsenmekten, hor görülmekten, anlaşımmamaktan, aforoz edilmekten, bir sonuca varamamaktan korkmadan çabalamanın ve emek vererek tekamül etmenin zamanı gelemdi mi? Peşine düştüğümüz arzularımızın gerçeğe ulaşmaya giden yolda birer tuzak olduğunu fark etmenin zamanı gelmedi mi? Para,mal, mülk, şöhret hırsıyla egolarımızı tatmin etmek amacıyla gerçeği ıskalamak pahasına sürdürdüğümüz yaşamın anlamına uyanmanın vakti ne zaman? Ne zaman uyanacağız bu zalim çarkın içinde gafilce kullanılmışlığımıza? Ne zaman dur diyeceğiz bu kölelik sistemine? Ne zaman geleceğiz kendimize? Kendi yaşamımızı feda etmek pahasına insanlık için mücadele verme bilincine ermek ne zaman?! Engelleri aşmanın,sığındığımız bahaneleri bir tarafa itip de aydınlığa koşmanın vakti gelmedi mi? Bırakalım artık kurban psikolojisini, hayatta tercihlerimizi kendi bilincimizle, düşüncelerimizle yaptığımızı unutmadan, bizi manipüle eden bu sistemin ağlarından kurtulacağımız gerçek bir yaşama uyanalım!!! *"Bilgi her yerde... Daha sağlıklı, daha iyi, daha doğru yaşamak isteyenler seçimlerinde özgürdürler. Zehirli suyu içmeyi reddedebilir, şekeri hayatlarından tamamen çıkarabilir ve tüketecekleri her şeyi yetiştirmeyi öğrenebilirler. Sadece bunları yapmayı seçmiyorlar..." Sistemin dışına çıkmanın, vahşete dur demenin, insanları uyandırmanın mümkün oldığuna inanmayanlara inat, bir yolunu bulmalıyız güzelliklere açılan kapıları açmanın. Bütün pisliği tek elde tutan, yöneten bir avuç güç düşkünü bozuk zihniyete karşı yek vücut olmanın vakti geldi de geçiyor... *Önüne geleni tüketen obur bir tırtıl gibi sürüngen hayatı yaşamaya son verip de, kozaya girip gelişmenin ve kelebeğe dönüşerek özgürlüğe ulaşmanın aslında hiç de zor olmadığını anlayalım! Şimdi bu gezegene neden geldiğimizi bir kez daha sorgulayarak sezgilerimizin bize göstereceği yolda ilerlemenin tam zamanı... *** Manevi değerlerimizi bu kadar kutsayan, tekamülün önemini vurgulayan bir yazarın kaleminden cinselliğin bu derece ön panda tutulmasına şaşırdım mı? Hayır! Şaşırmadım. Tam bir Osho'cu zihniyet! Osho okurken; yahu bu adam ne yapmaya çalışıyor? Bilincin yüksek seviyelerinden bahseden bir yazar nasıl oluyor da insanın ilkelliğini kutsayan bir ideolojiyle hayata yaklaşabiliyor? Manevi tekamülün izini sürdüğüne inandırırken nasıl oluyur da insanı zayıflatan, aşağı çeken cinsellik duygularını bu kadar önemseyebiliyor? Diye sorarım kendime. Azra hanımın fikirleri de bana aynı etkiyi yaptı. Fakat bu kitapta bir şeyi fark ettim ki, onu fark etmem Osho'nun anlaşılmazlıklarını da benim için anlaşılır kıldı; tam anlamıyla aşk dolu bir cinsel hayatı öneren, tekamülde bir kişiye gereken enerjiyi sağlayan türden bir cinsellik anlayışını bizlere vermeye çalışan Aeden kitabının felsefesinin temel taşı "aşk ve sevgi dolu birlikteliklerin nasıl sağlanacağı" olmuş durumda. *Dikkatimi çeken bir başka husus da şu oldu; insanlığa hükmeden elitleri (küreselci baronlar) neredeyse küfredecek kadar kötüleyen, pisliklerini ortaya döken yazarımız sanırım elitlerin bütün dünyaya yaymak istediği ideolojinin arkasındaki "new age" projesinden habersiz ki, yine onların projesi olan bu tek din anlayışını destekler nitelikte mesajlarla dolu bir kitap yazmış. Yazarımızın bu kitaptan anlaşıldığı üzere kendi içinde çelişen bir felsefesi var. (Kötülediklerine hizmet edecek değil ya! O sebepten) yaptığının -nev ageye hizmet etmek- farkında olmadığını düşünüyorum.  Ayrıca bu kadar cinsellik içeren bir kitabı normalde okumazdım ama hem kişisel gelişim, hem mistsizm, hem biyoloji hem de fizik gibi birbirinden farklı alanlarda çok fazla araştırma sonucu ortaya konulmuş olduğu ve yazarın tekamül konusundaki derin bilgisiyle büyük bir uğraşla hazırlanmış olduğu çok belli olan bu kitabı yarım bırakmak istemedim. +18 sizi yönlendireceğine inandığım araştırma konularına değinen bu kitabı sizler de okuyun isterim ama siz yinede kitabı okurken (çelişkili mesajların bilinçaltınızı olumsuz etkilememesi için)  çok dikkatli olun. Sevgiyle ve kitapla kalın.
Aeden
AedenAkilah Azra Kohen · Everest Yayınları · 201812,7bin okunma
·
191 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.