A. J. Cronin " İnsanların gayesi yükselmektir, en yükseklere varabilmektir. Ve işte bu sebepledir ki, her insan Şahika'ya ulaşmak için çırpınır. " der, eserin önsözünde.
İnsanoğlu yöneldiği her alanda erişilmese ulaşmak gayesindedir. Nasıl ki herhangi bir dağın zirvesine tırmanırken efor sarf etmek gerekirse, yükselme gayesiyle de bazen akıntıya karşı kürek sallar insanoğlu. Elbette ki zirveye ulaşamadan yarı yolda pes edenlerin var olduğu gibi, en tepeye Şahika'ya varanlarda vardır. Zirve soğuk ve yalnız olsa da...
Erişilmese ulaşınca mutlu olur mu insan? Yoksa bu yolda çektiği cefa mıdır erişilmesi değerli kılan! Bence insan elindekilerle yetinmeli ve kıymetini bilmeli, geç olmadan! Çünkü zirve, her zaman mutluluk getirmez. Muhakkak ki ideallerimizin peşi sıra yürümeliyiz, yürümesine de! Ardımızda hiç kimseyi incitmeden ve basamak yapmadan, kendi saf irade ve gücümüzle aşmalıyız bu sıkıntılı süreci. Başkalarını basamak olarak elde ettiğimiz mevki, anlamını yitirir zamanla. Geriye ne amaç kalır, ne de inanç.
Eserin kahramanı Manson'un geçmişi, sıkıntılarla yoğrulmuş olarak çıkar okurun karşısına. Daha genç yaşında ebeveynlerini kaybetmiş ve hayatın zorluklarıyla mücadele etmek zorunda kalmıştır. Bütün imkânsızlıklara rağmen, idealist ve azimlidir. Yöneldiği her alanda bazen zafiyet gösterse de yükselme inancıyla dopdoludur. Glen Endowment vakfı tarafından, meslek sahibi olunca geri ödemek koşuluyla Tıp Okuluna kaydını yaptırır. Okulun çalışkan ve başarılı bir öğrencisidir. Zengin muhitten ziyade tek eğlenceleri sigara içmek ve bilardo oynamak olan fakir bir zümreye dahildir. Ve nihayetinde yirmi dört yaşında Penowell Vadisinde asistan doktor olarak görevine başlar. Ve bundan sonra da olaylar silsilesinin ardı arkası kesilmez. Doktor Manson şimdiki bazı doktorlar gibi, egoist ve bencil mi olur, yoksa mütevazi kimliğinden ödün vermeden başarıya giden yolda emin adımlarla hedefine mi ulaşır. Kim bilir.
A. J. Cronin, bu romanında hayat felsefesini anlaşılır bir yazım diliyle yansıtmış okura. Ayrıca yüzlerce hastanın bilgisiz doktorların elinde, nasıl bir kukla gibi oynatıldığına; sırf geçmişte kabul gördü diye, eski tedavi usullerinin ısrarla uygulandığına; hastalığın belirtilerinin muhtelif şekillerle geçiştirilip, tecrübe ile tedavi edildiğine dem vurmuş. Eser, kitaplığımın en güzide eserlerden biridir. Elimde 1972 tarihli, dördüncü basımı mevcuttur. Şu anda basımı var mı, bilmiyorum ama şayet temin edebilirseniz okumanızı tavsiye ederim.
Hepimizin kendi içimizde bir yol gösteren vardır ki, başka herhangi bir etken içimizde ki his kadar etkili olamaz. Yeter ki biz, insan olarak hislerimize kulak vermesini bilelim!