Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

352 syf.
7/10 puan verdi
·
5 günde okudu
Tatillerde kardeşimin kitaplarından bir şeyler okumayı seviyorum. Genelde çok farklı türleri tercih ediyor olsak da bazen okumadığım türde kitap okumayı seviyorum. Eh, onlardan biri özgün adı Edenbrooke ama bizdeki karşılığı Bir Rüya Gibi adlı kitap. Alıntı postunda da söylediğim gibi son derece sürükleyici bir kitaptı. Okumakta hiç zorlanmadım. Bir film izliyormuşum gibi hissettim. Ama kitabı bitirdikten sonra belki size anlamsız gelecektir ama kardeşimin kitaplarını neden sevdiğimi anladım. O yüzden onun bu çok sevdiği kitabı yorumlarken kendisini biraz üzebilirim. Kitabımızın esas karakteri Marianne. Annesini kaybettikten sonra büyükannesinin yanına gönderilmiş, kendi hâlinde bir genç kız. Kendi hâlinde diyorum, çünkü dönemin zarif genç kadın anlayışından uzak bir kimliğe sahip. Zaten bu yüzden de büyükannesi onu Edenbrooke'taki köklü bir ailenin yanına misafir olarak gönderiyor. Hem bir şeyler öğrensin hem de kız kardeşi Cecilly ile bir araya gelsin diye. Buraya kadar her şey çok normal. Ama büyükannesi Marianne'ye zarif bir genç kadın olursa tüm mirasını ona bırakacağını da söylüyor. Yani kendine gerçekten çeki düzen vermesi gerek. Yolculuğu ile birlikte kitap gerçek anlamda başlıyor. Konusunu özetleyip de okumak isteyenlerin hevesini kaçırmamak adına kitap üzerine yazmak istediklerimle devam edeceğim. Kitabımızdaki esas erkek karakterimiz de Philip. Tamam, onu gerçekten sevdim. Hem karakteri hem muzipliği onun olduğu her sayfayı sevmeme neden oldu. Esas kızımız Marianne'yi ise ilk başlarda sevmiş olsam bile, yazar yüzünden, son sayfalarda artık sevmiyorum. Tabii bunun bir şeyleri yanlış anlayıp kendi hayal gücüne göre yorumlamasından ötürü söylemiyorum. Marianne, çocukluğundan beri kardeşine karşı bir aşağılık kompleksine sahip. Aralarındaki 7 dakika zaman farkını sanki bu 7 yılmış gibi görüp kendince, kardeşinin tüm bunlardan haberi yok, kardeşi ne isteyip severse onu istemeyip sevmeyeceğini ilan ediyor. Yani kendi içinde böyle bir karar alıyor. Bunu anlattığı ilk olay tamam, biraz hüzünlü geldi ama sonlara doğru fark ettiğim bir şeylerden ötürü o ilk duygum geçti. Her neyse. Şimdi kitabın içeriğine girmemek adına bazı şeyleri kısa tutacağım. Yazar kitap boyu Marianne'yi yüceltmiyor gibi gösterip aslında Everest'e çıkarıyor. Bunu da şöyle açıklayabilirim. Kitap kahraman anlatıcıyla yazılmış. Yani her şeyi Marianne'nin penceresinden görüp onun düşüncelerini okuyoruz. Tabii bu başından beri özgüveni olmayan karakteri de yazar narsist yazamayacağına göre karakterimizi büyükannesi, babası gözünden dolaylı; Philip gözünden de doğrudan yüceltmiş. Tüm aşk kitaplarında bir çatışma olduğu gibi buradaki çatışma da Cecilly oluyor. Hani yazar onu öyle bir anlatıyor ki anlattıkları Marianne'in yaşanmışlıkları olduğu için insan en başta nefret ediyor. Marianne'ye de yazık falan diyor. Yani bir yüceltme de hatta bence en büyük yüceltme bu karşıtlık üzerine kuruluyor. O yüzden, severleri kusura bakmasın ama ben Marianne'yi sevmiyorum. Resmen kızı çok iyi, güzel, ahlaklı yaparak başına gelecek her şeyi sonuna kadar hak ettiği profili çizilmiş. Eğer bu, sadece karakterimizin karakterli oluşuyla anlatılsaydı o zaman böyle demezdim. Ama bu; bir karakteri, ve bu karakter de kardeş oluyor, aşağılayarak, onu kötü göstererek yapılınca ister istemez sinirim bozuluyor. Belki sonuna kadar kötü çizmedi yazar Cecilly'yi ama yazdıkları midemi bulandırdı. İki kardeş birbirinden bir yıl ayrı kaldı diye güzelim kızı edepsiz yazması kardeşimin kitaplarını neden sevdiğimi bir kez daha hatırlattı. Onun kitaplarındaki karakterler birinin aşağı gösterilip kötülenmesiyle yüceltilmiyor. Tamam, illa kötü insanlar olduğu için kötü karakterler de olmalı ama bu, birbirini sevip sayan iki kardeş üzerinden yapılmamalıydı. Konuya giremediğim için örnekleme yapamıyorum ama en azından neyi neden sevmediğimi açık bir şekilde anlattığımı düşünüyorum. Philip'in olduğu bölümleri gerçek anlamda beğendim. Eylemleri, sözleri çok hoştu. Bunun dışında sevdiğim bir şey yok. Sadece kolay okunabilen bir kitap olduğu için okuyamama durumuna girerseniz aklınızda bu kitabın da olmasını öneririm. Eğer aşk türünde kitaplara ayrı bir ilginiz varsa da kesinlikle okumanızı öneririm.
Bir Rüya Gibi
Bir Rüya Gibi
Julia Donaldson
Julia Donaldson
Bir Rüya Gibi
Bir Rüya GibiJulianne Donaldson · Novella Yayınları · 2016110 okunma
·
250 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.