Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

216 syf.
2/10 puan verdi
·
22 günde okudu
Elinde Cetvel Çemkiren Psikolog
Öncelikle aslında kitabın Resital Yayınevi tarafından 2007'de yayımlanan 3. baskısını okuduğumu belirtmek isterim. Baskı sitede olmadığından ve ben de ekleyebilecek kadar kıdemli bir kullanıcı olmadığımdan yorumumu bu baskı üzerine yapıyorum. Umarım benim okuduğum basımın üzerine kitap yeniden incelenmiştir, ya da en azından yazarımızın görüşleri değişmiştir. Buraya Bir Psikiyatristin Gizli Defteri'nden geldim. Öncelikle eğer beklediğiniz benzeri bir vaka anlatımı ve yazarın vaka sürecindeki psikanaliz ve düşüncelerinin paylaşımıysa bu kitap bu öğeleri barındırmıyor, haberiniz olsun. Her yazar istediğini anlatmakta özgürdür, o yüzden beklediğimi bulamadığım için hayal kırıklığına uğrayamam. Yalnız konunun uzmanı olmamakla birlikte derin bir psikoloji ilgisi ve eğitimlerinden geçmeye çalışan bir insan olarak, 20 yıllık klinik psikolog tecrübesine sahip bir insanın kullandığı suçlayıcı dil yüzünden hayal kırıklığı yaşama hakkımı rezerve edebileceğimi düşünüyorum. Özellikle de ikili ilişkiler için psikolojide öğrendiğim ilk ve en önemli noktalardan bir tanesi "ben" dilini kullanabilmekti. "Sen" bunu yaptın, "sen" böyle davrandın diye karşımızdakini suçlamak yerine "sen"in bu davranışın karşısında "ben" böyle hissedebildim demekti. Benim bu kitapta okuduğum tek şey yazarın bütün "doğrularına" ve "kusursuzluklarına" karşı içinde bulunduğu çevrenin, toplumun, hatta ülkenin ona bir türlü hak ettiği (ya da hak ettiğini iddaa ettiği) saygıyı veya takdiri göstermemesiydi. Bir psikolog olarak bu kadar bastırılmış sinirin, nefretin, tahammülsüzlüğün 200 sayfada okura böylesine hissettirilmesine çok şaşırdım. Belki de hepimizi rahatsız eden olaylar, insanlar, ve yaşanmışlıkların "bir psikoloğun sosyolojik gözlemleri" adı altında bize tokat gibi vurulması beni açıkçası çok rahatsız etti. Hepimizin düşünce yapımız, üslubumuz, kendimiz ve kendimizi takdim edişimiz hakkında danışıp öğrenmemiz gereken uzmanlardan birinin kendini ifade edişinin bu derece sağlıksız olması da öyle. Kitabı 2 yıl önce elime alıp okuyamam bunu deyip yarım bırakmıştım. Bu sürede aldığım psikoloji eğitimleri sonrası bitirme isteği geldi içime. Önceleri beni sarmayanın anlatılanlar olduğunu sandımsada artık anlayabiliyorum ki aslında bu yazarın kendini ifade ediş biçimiydi. Umarım yazarımız da önce bir insan sonra bir psikolog olarak 2007'den bu yana düşüncelerini elden geçirmiş ve de daha ılıman, daha kendi özüne doğru ve sadece suçlayıcı kendini de kurban gören düşünce yapısından uzak bir görüşe ulaşmıştır. -Kıbrıslı okurlar için not etmek isterim ki kitabın Kıbrıs konusunu ele alış biçimini başlı başına ayrı bir mevzu olduğu için buraya eklemeyi doğru bulmadım-
Bir Psikoloğun İtirafları
Bir Psikoloğun İtiraflarıNur Yaycıoğlu · Pozitif Yayınları · 2011125 okunma
·
179 görüntüleme
Düğme Burun okurunun profil resmi
Bir çok farklı siyasetçiden bahsetmesine rağmen kitapta tek ismi geçen 74 dönemi Kıbrıs Cumhurbaşkanı. Bir de onun Ankaraya gerçekleşen kötü bir ziyaretinin ardından Kıbrısta yaşayan Türk halkının katliama uğramaya başladığı anlamını taşıyan bir cümle yazılmış. Kendi toprağımız, kendi insanımız diye bahsetmiş çoğunlukla ama buna rağmen görülen Kıbrıslının yaşadıklarını değil, kendi duygularını paylaşmış olması. Gerçekten bir düşüncesi ya da tutumu olduğundan değil de, dönemin popüler konularından olmasından dolayı “alın benim de fikrim var” deyip yazılmış cümleler hissi uyandırdı bende.
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.