Kitaptaki diyaloglar bir garipti, bu yazardan mi yoksa ceviriden mi kaynaklanıyor anlamadım, çoğu zaman kişiler arasında geçen diyalogları anlamakta zorlandım, olaylar çok kopuk geldi. Kitabı okurken sanki düşünceden düşünceye atlanilmis gibi bir izlenim oluşturuyor. Kitaba gelecek olursak... Jessica kendi ayakları üzerinde duran antika parçalarla ilgilenen biri, zekasiz kardeşini düştüğü kumar batağından kurtarmaya çalışıyor. Lord Dain ise hayatı boyunca sevgi gormemis hep insanları aşağılamak ile ünlü kötü biri, ayrıca fiziksel olarak çirkin. Çiftimiz Paris'te karşılaşıyor hikayenin ilk kısımları Paris'te geçti bu yönden değişik bir baslangicti diyebilirim. İlk başlarda Jessica karakterini de Dain karakterini de çok sevdim. Jessica o dönemin kadın profiline göre sizi şaşırtan biri, Dain ise dışarıdan bir ayı gibi gözüken ama içinde duygusal, sevgiye aç bir ponçik gibi gelmişti. Taaa ki kitabın ikinci yarısında Dainin gayrimeşru bir çocuğu olduğunu öğrenene kadar. Dain ısrarla çocuğuna velet, şeytanın dölü, dilenci vs gibi iğrenç şeyler söyledi. Sırf annesi bir fahise ve o istemeden hamile kaldı diye. Tamam kadın içten pazarlıklı davranıp hamile kalmış olabilir amma lakin suçlu çocuk mu? Kendi babası ona yıllarca bok gibi davrandiktan sonra o nasıl kendi çocuğuna da aynı kaderi reva görür. O kadar sinirlendim ki nefret ettim Dainden. Yazar kişilerin duygularını hiç düzgün isleyememis mesela Dain Jessicanin ısrarı ile çocuğu eve getirmeye gidiyor giderken çocuğa bir sürü pis kelime söylüyor ama birden onu görünce iyi davranıyor vs, hani ne ara iyi davranmaya karar verdi nerde bu duygu geçişi? Hep böyleydi kitap boyu sürekli duygular işlenmemesi ve birden bı iyi bı kötü okuduk karakterleri. Kitabın ikinci yarısında cidden ne Jesiccayi sevdim ne de Daini..Ayrica kitapta garip bir biçimde Daini cinsel yönden çok büyük çok iştahlı vs olarak yazan karakterin sevişme sahnelerini bu kadar kötü yazmasına da değinmek istiyorum. Sürekli daine aygır muamelesi yapmasa asla bu durumu elestirmeyecektim. Ama bahsettiği tutkunun onda birini bile bize geçiremedi. Bazen su kitaplarda sürekli erkeklerin ailevi problemleri olan bunu da kadınların yataklarında unutmaya çalışmasından sıkılıyorum. hatta karşılarına çıkan kadınların da masum temiz ve onlara aşık olmasına da ayar oluyorum. Ne yani illa erkeğin ruhunu bir kadın mi kurtarmali. Yıllardır bu yüzden kadınlar erkeklerin terapi merkeziymis gibi davranıldi. Neyse işte bazen okuduğum aşk romanlarına bile ayar oluyorum ve erkeklerin yüzyıllardır hiç değişmediğini görüyorum. Kitap türü sevenler için okunabilir daha kötü historicallar var onlara nazaran yine fena değil. Keşke yazar daha ayrıntılı bir duygu gelişimi isleseydi.

Senden Önce Senden SonraLoretta Chase · Epsilon Yayınları · 2009160 okunma

·

230 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.